Eğer aklıselim ve feraset sahibi bir önderiniz yoksa dünyada cereyan eden olaylara akıl sır erdirmenizin imkânı yoktur. Çünkü yaşanan olaylar öyle sıradan olaylar değil. Küresel güçlerin meydan savaşı şekline dönüşen bu mücadelede her türlü savaş malzemesi kullanılmakta, en güçlü istihbarat ve haberleşme araçları devreye sokulmakta, medyanın sihirli gücü de devreye girince yalın bir akılla sıradan bir bakışla gerçeklerin anlaşılmasına imkân kalmamışır.
Normal bir hayat sürmekle meşgul olan toplumlar da ancak yaşananları sıradan bir olay gibi yaşayıp geçmektedir. Türlü oyunlarla oyuncak haline getirilen halkların birçoğu da oynanan bu oyunlar içinde beleş birer figüran olmaktan öte bir işe yaramamaktadırlar.
Toplumları düşünen yaratıklar olmaktan çıkartıp, sürüler haline dönüştüren kürsel güçlerin işleri de bu sayede oldukça kolaylaşmaktadır. Dünyada yaşanan olayları aklımızı biraz zorlayarak ve yaşananları özgür bir düşünceyle tahlil etmeye çalışalım:
Ben Yüce Allah’a binlerce şükür ediyorum ki Prof. Dr. Haydar Baş gibi feraset sahibi bir bilge insanla birlikteyiz. O’nun sayesinde olayların perde arkasını ve gerçek yönlerini öğreniyoruz.
Fransa’da yaşanan son saldırı ile her kafadan bir ses duymaya, birçok kimsenin olayı tezgâhlayanların oyununa geldiklerini görmekteyiz. Prof. Dr. Haydar Baş, Paris saldırısını farklı bir pencereden değerlendirerek meselenin gerçek yüzünü ortaya koyarak zihinlerimizi yine aydınlatmıştır. Dünya yaşanan olayların daha şokunu üzerinden atamadan o televizyon ekranlarına çıkarak şu çarpıcı ifadeleri kullanmıştır:
“Bu saldırı profesyonel istihbarat örgütlerinin işi… Ben IŞİD doğrudur demiyorum, El Kaide doğrudur demiyorum ama Paris saldırısı bunların işi değil. Bunlar böylesine profesyonel bir iş yapamazlar. Bu öyle bir şey ki sokağın ortasında araba park ediyor, hiç kimse müdahil olamıyor. Saldırı çok profesyonelce hazırlanmış. Arkasında devlet olan bir istihbarat gücünün veya birkaç istihbarat gücünün oynadığı bir oyundur bu… Niçin bunu Müslümanlar yaptı diyorlar? İslam dünyasına saldırmak için! Bunun da böyle propagandasını yapıyorlar. Aynen 11 Eylül kaderini Müslüman dünyasına yaşatmak için ama buna da dünya inşallah müsaade etmeyecek, elbette biz de müsaade etmeyeceğiz. Şimdi televizyonları seyrediyorum, bilerek konuştuklarını zannetmiyorum, hep ezbere konuşuyorlar. Kulaklarına bir şeyler fısıldandı, gelip onları söylüyorlar…”
Yaşanan olayların perde arkasını görmek ve yaşanacak olumsuzluklara meydan vermemek için Prof. Dr. Haydar Baş gibi feraset sahibi biri insana toplum olarak çok ama çok ihtiyacımız vardır. Rabbim ömrünü uzun, sağlığını daim eylesin. Milletimize de onu hakkıyla tanımayı, anlamayı nasip eylesin. Âmin
Uğur Kepekçi / 19 Ocak 2015