Evlatlarınıza sahip çıkın!

Meydana çıkan bir eserin mutlaka sanatçısı aranır. Eserlerin sanatkârıdır, o eseri kıymeti kılan.

Maddi, manevi her oluş, mutlaka olduranı haykırır. Zaten bir oluşun kendiliğinden oluşmasını savunmak, dayanağı olmayan bir görüştür.

Yaratılmış her varlığın bir sorumluluğu ve bir görevi vardır. Sosyal yaşantıda meydana gelen bütün olumsuzluklar, sorumluluğunu yerine getirmeyenlerin ihmali neticesinde meydana gelmektedir.

Konumuzu anlaşılır kılmak için ilahi buyruklardan bir demet sunalım:

“Ben cinleri ve insanları başka değil sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat, 51/56.)

“Biz gök ile yeri ve aralarındaki şeyleri, boş bir eğlence için yaratmadık.” (Enbiya 21/16.)

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.” (Tahrim 66/6.)

Yönetmek konumunda olan herkesin sorumluluk sahibi olduğu şu hadisi şerifte bildirilmiştir:

“Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobandır ve güttüğü sürüden sorumludur.” (Müslim, İmâre 20.)

Anneler, babalar, siz sizden önceki neslin eseri olduğunuz gibi bu nesil de sizin eserinizdir. Başınızı kuma gömerek ya da güneşe sırtınızı dönerek bu gerçeği örtbas edemezsiniz.

Evlatlarınıza sahip çıkın. Onlarla iyi ilişkiler kurun. Yanlışa yönelmesine zemin hazırlamayın. Kız ve erkek çocuklarınızın özellikle ergenlik döneminde onları kucaklayın, anlamaya çalışın. Ötekileştirmeyin, empati kurun, sempatilerini kazanın.

Hiçbir evladınızı arzusu dışında evliliklere zorlamayın. Ama tercihini doğru yapabilecek konumda da yetişmesini sağlayın. Evde evlatlarınıza şiddet uygulamayın. Evde gördüğü şiddeti, o da başkalarına tatbik etmeye kalkışmakta, sonunda şiddet eğilimli bir toplum yapısı oluşmaktadır.

Maksadımız suçlu aramak değil, suçu önlemek için birlikte empati yaparak, anlamaya çalışarak; şiddeti, kavgayı önleyip, huzurlu bir toplum yapısı oluşturmaktır.

Yeterki samimi bir niyetle işe bir yerden başlayalım. Millet olarak biz bu işi de başarırız. İnşallah.

Haydi güzel insanlar, herkes sorumluluk alanında aksattığı görevini ve yanlışlarını telafi etmeye evinden ve çevresinden başlasın.

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …