Gadir-i Hum Bayramını anlamak -3

Maide suresi 3. Ayet kuranı kerimin en son ayeti olarak nazil olunca bunun üzerine Resülullah (s.a.a.) buyurdu ki: “Allahuekber! Din kemale erdirildi; nimet tamamlandı. Allah benim risaletime ve Ali’nin velayetine razı oldu” Resülullah Gadir-i Hum hutbesinde, altı yerde kendisinden sonra Müslümanların halifesinin Hz. Ali olduğunu beyan etmiştir.

Bu ifadelerden bir kısmı şunlardır:

“Ali bin Ebi Talib, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve benden sonra imamdır.”

“Ey insanlar ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum.”

Hakkında ayet ve hadis olan bir konunun tartışma götürmez bir gerçek olduğunu bilmeyenimiz yoktur. İnandım diyene şüphesiz uymak kalır, gerisi laf-ı güzaftır.

Bu olayı kabul etmek istemeyen arkadaşların en büyük savunması: Bu ayet ve hadisi şerifi Ebubekir gibi Ömer gibi Osman gibi 120 000 sahabe böyle anlamadı da siz mi anladınız?

Görünürde mantıklı gibi gelen bu iddiada hadisenin iç yüzünü bilmeyenler hataya düşüyor. Gadir-i Hum günü çadırlar kuruldu İmam Ali’nin velayeti 3 gün kutlandı.

Ama sonradan yaşanan akıl tutulması ve siyasi sebepler, aşiret kavgalarının önüne geçilmek ve kan dökülmesine engel olmak gibi bahaneler sayesinde hilafet İmam Ali’ye verilmedi. Ancak daha sonra İmam Ali (a.s.) imametini savunup ona iman edenler ya susturuldu, ya sürgün edildi.

Bir yanlış iddia da şudur: Asırlar önce meydana gelmiş bu hadisenin tekrar gündem edilmesi ne fayda sağlar ki?

Hukukta “iadeyi itibar” denilen bir konu vardır. Yıllar önce yanlış sebeplerle vatan haini yaftasıyla idam edilen kimselere dahi ölümünden asırlar sonra itibarı iade edilmek zorundadır.

Peygamberden bu yana şehit edilen, mezarları yüzlerce sene saklanmak zorunda kalınan her türlü işkenceye maruz kalan Ehl-i Beyt evlatlarının ayetle sevilmesi emredilmişken o kadar haksızlığa uğramalarını nasıl kabul edeceğiz:

“De ki: Vazifem karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Sizden istediğim, Ehl-i Beytime muhabbettir.” (Şûra/23).

Ehl-i Beyt, Allah tarafından insanlığa hidayet rehberi olarak görevlendirilmesine rağmen üzerinden asırlar da geçse haklarının iadesi onların hakkıdır. Ama onların hakkını savunmak yürek ister iman ister cesaret ister. Prof. Dr. Haydar Baş gibi…

İmam Ali’nin Peygamber müjdesiyle “Ben ilim şehriyim. Ali de onun kapısıdır. İlim isteyen kapıya gelsin.” (Teberani) hükmü yok sayılınca insanlar peygamber şehrine giden ilmin kapısını kaybettiler. İslam aleminin durumu meydandadır. (Devam edecek)

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …