Müslümanlar bu konuda 3 farklı görüştedir:
1-Kerbela’da ve İmam Hüseyin davasında haklıdır. Onu hilafet uğruna kaleden Başta Yezit ve Ona bu imkânı hazırlayan babası Muaviye Allah’ın lanetine layık ve mutlak cehennemdedirler. İmam Hüseyin(a.s.) Allah’ın ve Resulünün davasında bile bile şahadete koşmuştur. Onun safında olanlar kurtulmuş, onun bırakın karşısında olmayı gönül olarak onu desteklemeyenleri bile mahşerde Allah yalnız bırakacağına bu sebeple hayatın her anında Hüseyin’e sevgi beslemek matemini ölünceye kadar sürdürecekler, düşmanlarına lanet okumaktan çekinmeyenler. İşte gerçek Ehl-i Beyt taraftarları bunlardır. Dünyada Nuh’un gemisi hükmünde olan Ehl-i Beyt yolunu ve sevdasını tercih ettikleri için kurtuluşa erenlerden olacaktır. İnşallah.
2- Yezit ile İmam Hüseyin arasındaki dava hilafet davasıdır. İmam Ali ve Muaviye arasında olan savaşlara sözüm ona ihtiyatla yaklaşıp Yezit şüpheli ama Muaviye sahabedir ona rahmet okunur, Yezit hatalı ama gene de bu işe karışmamak lazım diyenler. Bu görüş sahiplerinin davranışı ne dünya hukuk sistemlerinde ne de Allah’ın sisteminde geçerli değildir. Mesela bizdeki hukuk sisteminde kamu davası denen bir dava vardır. Bazı suçlarda taraflar davasından vazgeçse bile sistem kamu davası olarak suçluyu mutlaka cezalandırır.
Şeri hukukta 4 şahit huzurunda cereyan eden suçlarda taraflar inkâr bile etseler ceza mutlaka verilir. Hele de işin içinde ölüm varsa kısas hükmü uygulanır.
Ehl-i Beyt evlatlarından ve taraftarlarından şu ana kadar hiçbir kimse yapılan zulmü affetmemiş, haklarını kıyamete kadar haykıracaklarına göre, bu dava kıyamete kadar dava edilmeye devam edecektir.
İmam Ali ve İmam Hasan İmam Hüseyin ve diğer Ehl-i Beyt imamları taraftarları ya zulüm görmüş ya da şehit edilmiştir. Bunların haklarını savunmamak hakkın gaspına göz yummaktır. Sadece yapacağınız bir empati bile bu fikirde olanların kendi yanılgısını tespitte yeterli olacaktır.
Birileri gelecek sizin evladınızı aç ve susuz bırakacak, sonra 1 bir yaşında çocuğunuzu dahi katledecek, evladınızın başını kesecek, vücudunu binlerce atlıya çiğnetecek, sonrada onun hanım ve çocuklarını zincire vuracak aylarca mübarek başı mızrakta bize biat etmeyenlerin sonu budur diye gezdirecek; sizin ciğeriniz yanmayacak ilgisiz kalacak ve matem tutmayacaksınız.
Bu tutum içinde olan birinin halini kabul edemeyeceğiniz halde sevilmesi farz olan bu ciğerparelerin haline ilgisiz kalanların yarın Mahşerdeki durumunu tahmin bile etmek insanı ürkütüyor. Varsın böyle düşünenler böyle düşünsün. Er kişi yarın hak divanda belli olur. (Devam edecek)
Uğur Kepekçi