Amelsiz sevgi olmaz

İman ve ibadet birbiriyle iki parmak gibi yan yanadır. Bazı din bilginleri iman ve ameli bir bütünün yarısı olarak da tarif etmiştir.

“Asra yemin ederim ki/İnsan gerçekten ziyan içindedir/Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.” (Asr /1-3)

Asr suresinde iman ve amel yan yana zikredildiği için inandım demekle amelsiz kurtulmanın mümkün olmadığı haber verilir.

Prof. Dr. Haydar Baş “iman bir iddiadır, amel ise ispattır. Nasıl ki bir mahkemede verilecek karar ispatla mümkündür. İbadetsiz imanın ispatı mümkün değildir.”

İmanda da sevgide de mutlaka ispat için amel gereklidir.

Bu konuda yine Prof. Dr. Haydar Baş’ın Ehl-i Beyt külliyatına baş vuracağız.

İmam Muhammed Bakır (a.s.) buyurur:

“Ey Câbir!  Bir kimsenin bizi sevme kisvesine bürünmesi ve biz Ehl-i Beyt’i sevdiğini söylemesi yeterli mi?  Allah’a yemin ederim ki, bizim sevenlerimiz Allah’tan korkan, O’na itaat eden kimselerdir. 

Ey Câbir!  Onlar tevazu ile, huşû ile, emanete riayet etmeleri ile, Allah’ı çokça zikretmeleri ile, oruç tutmaları ile, namaz kılmaları ile, anne ve babaya iyilik etmeleri ile, yoksul komşularına, düşkünlere, borçlulara, yetimlere yardım etmeleri ile, doğru sözlü olmaları ile, Kur’an okumaları ile, insanlar hakkında hayırdan başka bir söz söylememeleri ile tanınırlar.  Aşiretleri içinde herkesin eşyasını emanet ettiği güvenilir kimselerdir.”

Dedim ki: ‘Ey Resûlullah ‘ın (s.a.v.) oğlu!  Bu zamanda bu özelliklere sahip bir kişi tanımıyoruz.’

Dedi ki: Ey Câbir! Adamın sırf, ‘Ben Ali’yi (as) seviyorum. Onun velayetini kabul ediyorum’ demesi, buna karşılık bu sözünün gereğini fiilen yapmaması seni yanlış kanaate sevk etmesin. Bu adam, ‘Ben Resûlullah’ı (sav) seviyorum’ dese -ki Resûlullah (sav) Ali’den (as) daha üstündür- sonra Resûlullah ‘ın (sav) hayatına göre amel etmese, sünnetine uymasa, bu sevgisi ona hiçbir fayda sağlamaz. Allah’tan sakının ve Allah katında olanlar için amel edin.

Allah ile kullar arasında bir akrabalık yoktur.

Allah katında en sevimli ve en çok ikrama mazhar olan kul, O’ndan en çok sakınan ve en fazla O‘na itaat eden kimsedir.

Ey Câbir! Allah’a yemin ederim ki, Allah Tebareke ve Teâlâ’ya ancak itaat etmekle yaklaşılır. İnsanların ateşten kurtulmalarını sağlamak yetkisi bizim elimizde değildir.

Hiç kimsenin Allah’a karşı ileri sürebileceği bir gerekçesi de yoktur. Kim Allah’a itaat ediyorsa o bizim dostumuzdur. Kim Allah’a isyan ediyorsa o bizim düşmanımızdır. Bizim velayetimiz ancak amel ve verâ (takva) ile elde edilir.”

“Ey Ehl-i Beyt’i sevenler topluluğu! Ey Al-i Muhammed’in Ehl- i Beyt’i nin sevenleri! Yaslanılan orta yastık gibi olun. Aşırı gidenler size dönsün, geride kalanlar size ulaşsın.”

Ensâr’dan Sa’d adı verilen bir adam ona dedi ki:

“Sana kurbanım, aşırı giden kimdir? 

Buyurdu ki: “Aşırı gidenler bizim kendimizle ilgili olarak söylemediklerimizi bizim hakkımızda söyleyenlerdir. Onlar bizden değildirler, biz de onlardan değiliz.

Adam, ‘Geride kalanlar kimlerdir’ dedi. 

Buyurdu ki: ‘Hayra ulaşmak isteyen kimsedir. Bizi sevenler onu hayra ulaştırır ve bundan dolayı ecrini alır.’ 

Sonra İmam (a.s.) bize döndü şöyle dedi: Allah’a yemin ederim ki, insanları ateşten kurtarma yetkisine sahip değiliz. Bizimle Allah arasında bir akrabalık bağı da yoktur. Bizim Allah’a karşı hüccetimiz de söz konusu değildir. Allah’a ancak O’na ibadet ederek yaklaşırız. Sizden kim Allah’a itaat ediyorsa, bizi veli edinmiş olması fayda verir. Sizden kim de Allah’a isyan etmişse, bizi veli edinmiş olması kendisine bir yarar sağlamaz.  Neler oluyor size?  Sakın gurura kapılmayın!  Neler oluyor size?  Sakın gurura kapılmayın!

Ehl-i Beyt’i sever görünmek ve onlar hakkında yalan hadisler uydurarak bu sayede insanlardan menfaat elde etmek ise ahirette hüsranla sonlanır” (Prof. Dr. Haydar Baş /İmam Muhammed Bakır (a.s.) /185-188)

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi

Kurtuluş mücadelesi yıllarından itibaren İngiliz ve Yunan ajanlarının sinsi gayretleriyle dini bütün, imanı sağlam Gazi …