Yeni Mesaj Gazetesi tarafından organize edilen ve Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı fikir, gönül ve ilim adamı, bilge insan Prof. Dr. Haydar Baş’ın hâmiliğini yaptığı “İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt” paneller serisi bütün hızıyla devam etmektedir.
Bu panellerde konuşmacılar tarafından öne çıkan şu konular işlenmektedir. Fitneler (Bid’at akımlar) içerisinde dini konuda Nakşibendilik; çözüm olarak Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt anlatılmakta… Fitneler içerisinde Siyasi icraat olarak AKP icraatları; çözüm olarak da Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projeleri anlatılmaktadır…
Panellerde anlatılan konular, bütünün parçaları gibidir. Bir toplumun kurtuluşu açısından çok önemli konulardır. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın tavsiyesi olarak bu dört konunun iç içe işlenmesi de başlı başına bir incelik ve bilgeliktir.
Bir toplum yokluğa ve işgale sürüklenirken her yönden tahribata uğratılır. Ölçüsü şaşırtılır; dini, kültürel, siyasi ve ekonomik her sahada doğru ölçülerin yerine yanlışlar; yani bidatler türetilerek fitne yaygınlaştırılır. Doğrunun yerine yanlışlar hâkim olmaya başlayınca; zaten o toplum yavaş yavaş da olsa yokluğa mahkûm edilir. Bu süreç başlangıçta gayet sinsi ve yavaş devam ederken bir anda bakarsınız ki toplum istenilen noktaya gelmiş ve hak yoldan şaşmıştır. Yokluk onun için mukadder bir sonuç haline gelmiştir.
Bu hali, kurbağanın ölümüyle izaha çalışalım: Kurbağayı vücut ısısına uygun su dolu bir kap içine koyup ısısını artırırsanız; kurbağa yavaş yavaş ısısının arttığını fark edemeyecek ve bir müddet sonra haşlanacak ve ölecektir.
Soğuk savaşın her türlü hile ve şeytanlıklarını kullanarak toplumları ele geçirmeye çalışan toplum mühendisleri ve küresel güçler, maalesef son asırda bu yolu takip etmektedir. Bu yol daha masrafsız, daha kansız ve daha emin bir yol olarak kabul edilmektedir.
Sıcak savaşlarda başarı elde edilse de yakılan, yıkılan ve tahrip olan birçok değer; soğuk savaşta tahrip olmadan ele geçtiği için soğuk savaş daha emin ve daha kârlı bir yoldur. Küresel güçler, her yaptığını maddi menfaat ve sahip olmak mantığıyla yaptığından bu kârlı yol kullanmaktadırlar.
Soğuk savaşta başarılı olmanın yolu da bidat akımlardır. Bid’at akımları o topluma yerleştirmenin yolu da; O toplumun içinden kendilerine taşeronluk edecek siyasetçiler, kanaat önderleri; paralı, parasız askerlerdir.
Soğuk savaşın aktörleri ve taşeronları sayesinde yukarıda örneğini verdiğimiz kurbağa misalinde olduğu gibi toplumlar, yavaş yavaş ele geçirilmektedir. O zaman rahatlıkla diyebiliriz ki; küresel güç odakları, şeytanın askerliğine soyunan bidatçilerle birlikte hareket etmektedirler. Gerek dünyanın, gerek se de ülkemizin içine düştüğü bu durum tamamen bidat akımlar sayesindedir. Savaşların, işgallerin, zulüm ve işkencelerin temelinde; bidatler yatmaktadır. Bu gidişe dur denilmezse dini ve siyasi bidatçiler sayesinde gerek ülkemiz, gerekse de dünyanın başı büyük belalara uğrayacaktır. Zaten dünyanın ve bizim başımız; bidatçilerle beladadır…
Bu bilgiler ışığında şimdi tercih yüce milletimizindir. Ya fitne unsuru bidatçılara aldanmaya devam edip adım adım yokluğa doğru gitmek; ya da panellerde anlatılmaya çalışıldığı gibi Milli Ekonomi Modelinin sahibi, tevhidin merkezi Ehl-i Beyt bayrağını dalgalandıran Prof. Dr. Haydar Baş’la birlikte olmaktır.
Uğur Kepekçi
18 Şubat 2015