Kur’an-ı Kerim insanlara doğru yolu göstermek, Allah’ın rahmet ve merhametine kavuşmak, doğru yolu bulmak, hayatını mutlu sağlıklı bir şekilde huzur içerisinde yaşamak isteyenlere bir rehber niteliğindedir.
Dinden imandan yoksun, inkâr eden, İslamdan başka bir dini kendine din olarak seçenlere, zorla dinden bahsetmek kimseye fayda sağlamayacağı, yaşanmış ve denenmiş bir gerçektir.
Çünkü din, kulun kendi tercihine sunulmuş bir hidayet rehberidir. İsteyene rahmet kapısı açık olduğu gibi istemeyene rahmet kapısından nasip alması mümkün kılınmamıştır.
Sözümüz o ki; nefisinin oyuncağı olduğunun farkında bile olmadan, kendini İslam dininin mensubu kabul edip, onların da kendi idraklerince bir din yaşamasının yanlış olduğudur.
Önemli olan din bahsinde; Allah’ın istediğini, Peygamber ve Ehl-i Beyt’in örneklerle önümüze koyduğu ölçüler çerçevesinde bir hayat yaşamaktır.
Son nazil olan Maide suresi 3. Ayette; “…Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı beğendim…” buyurmakla İslamdan başka din ve başka tercihlerle gelenlerin kabul edilmeyeceği mesajı verilmiştir.
Yakın arkadaşlarınızdan Müslüman olduğunu iddia eden kaç kişi Kuran’ı anlamaya çalışmış, kaç kişi “Allah bana ne demek istemiş”, diye merak edip Kur’an’a müracaat etmiş?
Küçük bir araştırma yapın, ya da kendinize sorun bu soruyu, maalesef Kur’an’la bir dostluk bir sevda bağı kurmakta ne kadar da başarısız olduğumuzu göreceksiniz.
“Yüce Allah’ın mesajı, emirleri olan yüce Kitabımızla ne zaman barışık olacak ne zaman Allah’ın muradını merak edecek Müslümanlar?” Diye soruyorum kendime, pek olumlu cevap bulamıyorum. Allahtan ümit kesmek haram olduğu için umut varız! Sadece o kadar…
Kuran’ın şifa kaynağı olduğunu bizatihi Yüce Allah beyan ediyorsa, Kur’an’daki şifanın, rahmetin, bereketin, sırrını ne zaman merak edecek ve o kutlu yolun Peygamber ve Ehl-i Beyt rehberliğinde bulunacağını, onların tarifiyle doğruya ulaşacağımızı anlamanın zamanı gelmedi mi?
Ömür kısa, Azrail kapıda! Huzura varınca “Allah’la, Kur’an’la, Peygamberle, Ehl-i Beyt’le aranız nasıldı” diye sorulduğunda ne cevap vereceğiz?
Onu düşünmenin zamanı geldi, geçiyor bile…
Yüce Allah bizi seviyor ve öğüt veriyor:
“Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.”(Yunus, 10/57)
“Biz, Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.” (İsra, 17/82)
Kur’an’ın her bir suresi, her bir ayeti, her bir kelimesi, her bir harfinin farklı farklı sırlar taşıdığını ehlinden öğrenmek ve faydalanmak zorundayız.
Uğur Kepekçi