Kur’an madem ki insanlara ve cinlere Allah tarafından bir hidayet rehberi olarak gönderilmiştir. O taktirde göndereni, getireni ve tasdik edeni bir bütün olarak kabul etmek zorundayız.
Hükmüne karar veren Allah, tasdik edici ve uygulayıcı elçileri seçmiş, mesajını emanet ettiği melek Cebrail’i vasıta olarak tercih etmiştir.
Bu vahiy zincirini inkâr etmek ya da “biri bize yeter demek”, birini kabul etmemek, diğerini yok saymak, İslam esaslarını inkâr etmek demektir. Ve neticesi küfürdür.
Her zaman başımızın belası olan bir söz dolaşır ortada, İslam dünyasını, İslam fikriyatını temelden sarsan, İslam’a sokulan belki de en büyük ihanet söz “Kur’an bize yeter” sözüdür.
“Kur’an bize yeter” sözü Hz. Ali (a.s.) döneminde hariciler tarafından söylendiği iddia edilse de bazı kaynaklar bu sözü ilk defa Hz. Ömer’in kullandığını ifade ederler.
Hz. Ömer’in bu sözü söylediğini inkâr eden yok ama bu sözde niyetinin güzel olduğunu, peygamberin vefatıyla oluşacak boşluğun ortadan kalması için “Peygamber öldü ama onun davası Kur’an’dı Kur’an’ın hükmü kıyamete kadar geçerlidir. Bu sebeple Kur’an bize yeter” dediği iddia edilir.
Ancak “İmam Ali Buyruğu Nehcü-l Belâga”da, Ehl-i Beyt kaynaklarında, Hz. Ömer’in bu sözü, Hz. Ali’ye karşı da söylediği beyan edilir.
(Nehcü-l Belaga: Müellif, derlediği eserin onu okuyup belleyenlere söz söyleme sanatı kapılarının açılacağı ve edebî yeteneklerini geliştireceği kanaatini taşıdığından kitabına “belâgat yolu, belâgat çığırı” anlamına gelen bu ismi vermiştir (İbn Ebü’l-Hadîd, I, 53-54). Eser hutbeler, hitabeler ve emirnâmeler, resmî ve özel mektuplar, vecîzeler ve öğütler olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde Allah Teâlâ’dan, Resûl-i Ekrem’den, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’ten, dünya ve âhiretten, bazı içtimaî ve iktisadî meselelerle ilk üç halifeden ve Hz. Ali zamanına ait bazı tarihî olaylardan söz eden 242 hutbe yer alır. / Diyanet İslam Ansiklopedisi)
Şöyle ki: İmam Ali (a.s.) Velayet hakkının kendisine ait olduğunu beyan ettiğinde bu konuda Peygamber hadislerini aktardığında bize Allah’ın kitabı yeter dediği hakkında birçok rivayet vardır.
Bu sözü kim ne maksatla meydana attıysa bu yolda açılan çığırdan elde edilen kâr ya da zarar o kişiye aittir. Hüküm verecek Allah’tır. Bu konuda gayemiz İslam’a ve Kur’an’a sokulan bidatlerle mücadeledir.
Bu konu sıradan bir konu değil insanların düşünce dünyasını ifsat eden bir konudur. Bazen söylenen söz gerçek de olsa niyet sebebiyle tahribat meydana gelebileceği İmam Ali (a.s.) sözüyle sabittir.
Maksadımızı izah etmek adına Hz. İmam Ali (as) döneminde yaşanan bir hadiseyi aktarmak isteriz:
Hz. Ali Cuma namazında, minberden halka hutbe okurken mescidin bir köşesinden bir gurup Harici ayağa kalkarak “Hüküm Allah’a aittir” diye bağırmaya başladılar. Hz. Ali sözünü kesti, onlara dönerek “Söz doğru ama söyleyenlerin maksadı hak ve doğru değil.” diye cevap vererek doğru gibi görünen bazı sözlerin aslında maksatlarının yanlış olabileceğini işaret etmiştir. (İmam Ali, Prof. Dr. Haydar Baş, sayfa 758)
İbretle şu hadis-i şerifi okuyup düşünmekte fayda görmekteyim.
Kıyamet gününde ilk defa bir şehit hakkında hüküm verilecek. Allah Teala ona ne yaptığını sorduğunda:
– Senin uğrunda çarpıştım, şehit edildim, diyecek. Fakat Cenab-ı Hak ona: -Yalan söyledin. Sana cesur adam desinler diye çarpıştın, buyuracak ve o adam yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.
Daha sonra ilim öğrenip öğreten ve Kur’an okuyan bir kimse getirilecek. Ona da yaptığı sorulacak.
– İlim öğrendim ve öğrettim. Senin rızanı kazanmak için Kur’an okudum, diyecek. Allah Teala ona: -Yalan söyledin. İlmi, sana âlim desinler diye öğrendin. Kur’an’ı ise, güzel okuyor desinler diye okudun. Nitekim öğle de denildi, buyrulacak. O adam da yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.
Zengin bir kimsenin huzura getirileceği onun da malını Allah rızası için harcadığını söyleyeceği, ona “cömert adam” desinler diye malını sarf ettiği söyleneceği ve diğerleri gibi onu da cehenneme atılacağı belirtilmektedir. (Müslim/imâre 152)
“Bize Kur’an yeter” sözü madem ki İslam’a sokulan en büyük bidat, madem kıyamete kadar bu söz Müslümanların başının belasıdır; O zaman tefsircilik, mealcilik, yorumculuk yapmaya kalkan yeni yetme medyatik ilahiyatçıların, diyalogcuların, oryantalistlerin, sözde kanaat önderlerinin Kur’an üzerinden nemalanmalarının da önünü kesmek iman ehli olanın vazifesidir.
Allah’ım Prof. Dr. Haydar Baş hocamız üzerindeki razılığını arttırsın, bizi bu dünyada komşu arkadaş ettiği gibi ahirette de onunla haşreylesin. Dilimi ve gönlümü bu duanın sırrından ayırmasın…
Bize ilmin kapısını gösterdiği Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt’tir. Kanunu öğrettiği için bu cesareti buluyorum. İlim ve bilgiçlik taslamadan sadece araştırmak, anlamak, aktarmaktır niyet ve görevimiz. Bir de aklını kiraya veren, düşünme kabiliyetini kaybetmiş saf kardeşlerimize düştükleri bataklıktan çıkmak, sırat-ı müstakim ile buluşmalarını sağlamaktır.
Bu makale birkaç gün sürecek Kur’an bize yeter diyen eksik, sapık ve bidat görüşü Kur’an’dan ayetlerle çürüteceğiz, inşallah. Niyet ve gayret bizden, tercih sizden, hidayet Allah’tandır. (Devam edecek…)
Uğur Kepekçi