Dünkü makalemizde BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın futbol üzerinden siyasete yaptığı göndermelerden bahisle; siyasetteki organizasyon eksikliğini gidereceklerinin müjdesini aktarmıştık.
Özetle Sayın Hüseyin Baş’ın sözlerinden bir kısmını tekrar aktarmakta yarar görmekteyim:
“Orta saha oynayacağım! Çünkü, ülkemizde yönetim eksikliği var…
Şimdi kendi mevkiimden bahsetmek isterim. Biz kendimizi öyle yoktan yere göstermek isteseydik forvet oynayacaktık.
Türkiye’nin mevcut yapısını göstermek isteseydik defansa geçecektik. Çünkü Türkiye’de devamlı korunmak üzere bir problem var.
Biz orta sahada oynayacağız!
Çünkü Türkiye’de bir organizasyon eksikliği var, Türkiye’de oyun kurucu eksikliği var. Türkiye’de takımın geri kalanının yeteneklerini ortaya çıkarabilecek bir yönetim eksikliği var.
Biz inşallah bu sahada bunu başlatacağız, daha sonra da Türkiye’nin en yüce makamlarına doğru, bunu devam ettirmek için temelleri atıp hareketimize devam edeceğiz.”
Sayın Hüseyin Baş, çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızdan, kazanmanın bütün yönlerini öğrenmiş, ona göre oyun kurmasını bilen biridir.
Ancak Sayın Baş’ın millet adına kazanmak istediği “bağımsızlık maçını” kazanıp dünya lideri olmak için hep birlikte; bütün halkımızın kendi mevkilerinde samimi gayretler ortaya koyması gerekmektedir.
Sayın Hüseyin Baş: “Takımın yeteneklerini meydana çıkaracak oyun kurucu eksik, yönetim eksikliği var” demişti.
Evet, oyun kurucu görevini gayet güzel yaparsa, takım çalışmazsa, forvet ayağına gelen pasları değerlendirmezse gol olmaz! Defans oyuncuları arkayı sağlama almazsa, kaleci kalesini koruyamazsa, takım kendi kalesinde goller görür ve maçı kaybederiz.
Askeriyle siviliyle, esnafıyla çiftçisiyle, kadınıyla erkeğiyle, genciyle ihtiyarıyla, lideriyle kadrosuyla, topyekûn Türk milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün geçmişte ispat ettiği gibi yeniden bir Kuvayımilliye, çalışmasına katılması lazımdır.
Kimsenin yan gelip yatmak, olanları sadece seyretmek, doğruluğu savsaklayamaya çalışmak, yanlışı desteklemek, üzerine düşen görevleri yapmamak gibi bir lüks seçeneği yoktur.
Madem kazanmak zorundayız, öyleyse millet olarak herkes kendi mevkiinde oynayacak, takım ruhuyla milli bir duyguyla çalışacaktır.
Dünyayı kasıp kavuran, milletleri “at edip binen, eşşek edip süren” istediği hainliği yapıp; “ben yaptım oldu” diyen, dünyadaki şer odaklardan, küresel sermayeden ve onun yerli işbirlikçilerinden korkmadan, çekinmeden, yeni bir ruh ve heyecanla oynarsak; kazanan Türk milleti olacaktır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra siyasette milli takım o kadar kötü oynadı ki nerdeyse kazanmayı unuttuk! Başımız yerde, güçlü olduğunu zannettiğimiz rakiplere boyun eğdik.
Çağın Bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, kazanmanın bütün yollarını, taktik ve planlarını ciltler dolusu eserler yazarak Türk Milletine armağan etmiştir. Bize düşen görev; oyun kurucu Hüseyin Baş’ın takımında bütün halkımızın kendi mevkiinde başarılı, gayretli işler yapmaktır.
O zaman göreceksiniz ki bütün maçları kazanacak, dünya lideri olarak “dünya ve ahiret saadeti” kupasını elde ederiz. İnşallah…
Uğur Kepekçi