Hayat, bir nefestir!

Dünya, eşi benzeri daha önce yaşanmayan salgın ölümlerin yaşandığı, sosyal hayatı derinden etkileyen yansımaları ile birlikte bütün hızıyla insanlık alemini tehdit etmeye devam ediyor.

Elbette bu süreçte en çok zarar gördüğümüz, yürekleri dağlayan, düştüğü yeri yakan can kayıplarıdır.

Öyle bir kader tecellisiyle karşı karşıyayız ki; giden her can veda bile etmeye fırsat bulamadan gidiyor.

Elbette her canın Allah katında bir değeri var ki bu aleme canlı olarak gelmesine taktir edilmiştir. Ama bazı gidişler gidene göre zamanında ama kalanlara “erken gitti” hissini bırakıp da gitmektedir.

Aslında yüce Yaratan her canın, zamanı gelince mutlaka asli vatanına gideceğini, ölüm denen bu gerçekten kaçışın asla mümkün olmadığı haber vermektedir.

Al-i İmran Suresi, 185. ayet: “Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.”

Nisa Suresi, 78. ayet: “Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş kalelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: “Bu, Allah’tandır” derler; onlara bir kötülük dokunsa: “Bu sendendir” derler. De ki: “Tümü Allah’tandır.” Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?”

Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, hep söylerdi; “Hayat öyle zannettiğiniz kadar uzun değil. Hayat bir nefestir. Aldın varsın, alamadın yoksun! Bu sebeple mutlak hayata (ölümden sonraki ahiret hayatına) iyi hazırlanmak lazımdır. Her işinizi; ibadetinizi, ticaretinizi, siyasetinizi, sadece Allah için yapın!”

Aslında hayatın geçici olduğunu, ölümün var olduğunu bilgi olarak herkesin bilmesine rağmen gafletle bir hayat geçiriyorduk.

Ne zaman koronayla birlikte nerdeyse her eve, her beldeye, her şehre, hemen yanı başımıza ölüm ateşi düşmeye başlayınca, herkesin gönlüne bir ürperti düştü. “Ölüm var” demeye başladı, canı gönülden…

Evet ölüm var, var olmasına da geçici alem olan bu dünyadaki hastalığından ve ölümden korkumuzdan dolayı her türlü korunma tedbirlerini almaya başlamışken; kalıcı ve hakiki olan ahiret hayatında bizi cehennemin ateşinden ve Allah’ın azabından koruyacak tedbirleri de alsak fena olmayacak.

Madem can taşıyoruz, bir gün mutlaka herhangi bir sebeple öleceğiz. Çok etkilendiğim bir söz vardır kime ait bilmem ama geleceğe inanmanın doruk noktası “Bir şey olacaksa, onu oldu bilmelidir.”  

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …