Ekonomimiz, kültür ve sanatımız, milli ve dini bütünlüğümüz; sermayesi buz olan satıcı misali; “sermayem buzdur, ey alıcılar acele davranın birazdan eriyip yok olacağım” diye bağırsa da hızla erimeye devam etmektedir.
Titanic misali batmaya devam ediyoruz. Satıcı-alıcı, işli-işsiz, aç-tok; topyekûn bir insanlık ekonominin çıkmazı içinde yokluğa ve yoksulluğa doğru gidiyor.
Bütün olumsuzluklara, karanlığa ve krize inat; ekonomik ve sosyal problemlere çözüm adına, Bağımsız Türkiye Partisi’nin (BTP) Milli Ekonomi Modeli eksenli çözüm önerilerini anlatmak için lideriyle, adaylarıyla, taraftarlarıyla kadın erkek çoluk çocuk yollara düşmüş, Yunus misali Türkiye’yi karış karış dolaşarak insanımızı irşat etmektedirler. İktidarın kontrolsüz gücüne ve imkânsızlıklara rağmen BTP kadroları “siyasetin yunusları” milletimizin umudu olmuştur.
Şöyle hafızalarımızı yoklayacak olursak; Prof. Dr. Haydar Baş, milletimize bugün yaşanılan ekonomik sıkıntıları, karanlık tabloları, yıllar önce anlatmış, sonrasında da karanlıktan kurtuluş yollarını 3 Kasım 2002 seçim çalışmalarında sözlü olarak anlatmaya çalışmıştı…
O’nun altını çizmeye çalıştığı gerçekleri dün Millet olarak anlayamadık.
Daha sonra karanlıkta kalmaya devam eden milletimize, ışık saçan bir meşale konumunda olan “Milli Ekonomi Modeli” eserini, yazılı olarak sundu. Eserin kitap olarak yayımlanmasıyla, adeta yeni bir çağ başlamıştı…
Sonrasında da modelin sosyal uygulamalarını ve diğer dünya düzenleri ile arasındaki farkları ortaya koymak adına “Sosyal Devlet Milli Devlet” adlı eseri ortaya koymuştu…
Bu kadar ışığa rağmen artık karanlıklardan şikâyet edip, karanlıklarda kalmak akıl kârı olmamasına rağmen; bu ışığı örtmeye çalışan, malum medyaya ve mandacı zihniyete inat, milli ekonomi modelinin meşalesini ellerine alarak, gerek Sayın Baş, gerekse de ona inanan kadrolarıyla, karanlık gördükleri her yeri, her zihni aydınlatma sevdasına düştüler…
Bu sevda; o gündür, bu gündür devam etmektedir…
Nasıl sevdalanmasınlar. Bu modelin ulaştığı her samimi insanın ve devletin kurtuluş için Mili Ekonomi Modeli’nin gerekliliği fikrine eriştiği görülmektedir.
Batının sözcülüğüne soyunan, içimizdeki işgal kafalıların feveranı ve Milli Ekonomi Modeli karşısında üç maymunu oynamaları boşuna değildir!
Yıllardır manda zihniyetiyle kafaları işgal edilmiş bir milletin; ekonomisiyle, sosyal devlet projeleriyle kurtuluş muştusu ile buluşmasını istememektedirler.
Mandacıların çırpınışları nafiledir. “Mızrak çuvalda gizlenemez.” Milletimiz ışıkla tanışmış ve buluşmuştur.
İnanıyorum, ortaya konulan bu hizmeti, sadece Türk tarihi değil, dünya tarihi yazacaktır. Ve bu aziz millet, başta Prof. Dr. Haydar Baş olmak üzere; “Yunus gönüllü”, “vatan sevdalı”, “fedakâr” evlatlarına minnet borçlu olacaktır. Bağımsız Türkiye Partisi ile beraber olmak; milletçe kurtuluşu sağlayacağı gibi, duyarsız kalmak da beraberinde vebali getireceği unutulmamalıdır.
7 Haziran seçimleri milletimiz için önemli bir fırsattır. Sandığa gitmeli ve oyunu rahatlıkla Bağımsız Türkiye Partisi’nden (BTP) yana kullanarak hem “kendi hakkına sahip çıkmalı” hem de devletine milletine sahip çıkmalıdır.
Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’mızdaki ifadesiyle yazımıza son verelim; “Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın/Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.”