Atalarımız aradan geçen zamana rağmen eskisi gibi düşünen, eskisi gibi davranan birine “Eski tas, eski hamam” derler. Bu atasözünü Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan için de kullanmak zorunda kaldım. Sayın Başbakan Şubat 2008’de Almanya’ya bir ziyaret gerçekleştirmiş ve orada “Dili, ırkı, dini, milliyeti bir tarafa bırakıp insanlık ortak paydasında entegre olunuz”. İfadesini kullanmıştı. Biz de dilimizin döndüğünce Sayın Başbakanın entegre olunuz çağrısının zararlarını dile getiren bir makale yazmıştık.
Sayın Başbakan Şubat 2014 de Almanya’ya yine bir ziyaret yaptı ve aradan geçen 6 yıl sonra yine aynı ifadeleri Sayın Merkel’le birlikte düzenlediği basın toplantısında ve Türklerle yaptığı görüşmelerde dile getirdi. Yine Türk vatandaşlarına “entegre olunuz” dedi. Biz de madem Sayın Başbakan “eski tas eski hamam” o zaman 2008 de yazdığımız makaleyi tekrar yayınlayalım dedik.
Entegre olmak mı?
Başbakan R.T. Erdoğan Almanya’da, Alman Başbakanı Angele Merkel ile birlikte yaptığı basın toplantısında çok manidar ifadeler kullandı; ‘Medeniyetler ittifakının gerçekleşmesi için eğitim, gençlik, medya, göç ve entegrasyon’ ayaklarından bahsetti. Sonra da bu entegrasyonun çerçevesini çizerek Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarına şu tavsiyelerde bulundu;
– “Dili, ırkı, dini, milliyeti bir tarafa bırakıp insanlık ortak paydasında entegre olunuz”.
– “Buradaki huzurunuz Alman vatandaşlığına entegre olmakla mümkündür”.
– “Şimdiye kadar burada yaşayan 700 bin vatandaşımız Alman vatandaşı oldu, inşallah yakında diğerleri de Alman vatandaşı olur”…
Bir fikrin –doğru veya yanlış–, bireysel olarak savunulması bir noktaya kadar normal karşılanabilir ancak; bir ülkeyi temsil eden, millet adına konuşan devlet adamının bir fikri veya görüşü ortaya koyarken daha hassas davranması gerektiği kanaatindeyim. Ben bir Müslüman Türk vatandaşı olarak Başbakanın belirttiği düşünceleri asla ve asla kabul etmiyorum. Bu kabullenmeyiş, taşıdığım iman ve aidiyet duygusu ile alakalıdır. Çünkü bir milleti millet yapan; bayrağıdır, dilidir, ırkıdır, dinidir. Bu nasıl bir garip durum ki; milleti millet yapan unsurlardan vazgeçmeyi devletin en resmî ağzı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başbakanı dillendiriyor..!
Vatandaşlar kendilerine sahip çıkılmasını beklerken; ‘Huzur istiyorsanız Alman vatandaşı olacaksınız’ şeklinde bir ifade ile karşı karşıya kaldı. Canı yanan, milletinin fertlerini kaybeden vatandaşlara moral verilecek cümleler bunlar olmamalıydı. ‘Biz devlet olarak sizin yanınızdayız bütün haklarınızı sonuna kadar savunacağız, sizi kimse yıldırmasın, birlik olun, kuvvetli olun, kendi kimliğinizi ve benliğiniz kaybetmeyin siz bizim kültür elçilerimizsiniz. Türklüğünüzden gurur duyun ve mutlaka benliğinizi, Türklüğünüzü koruyun’ gibi ifadeleri duymak isterlerdi sanırım…
Görünen o ki Sayın Erdoğan, ‘BOP Eş Başkanlık’ görevine bayağı ısınmış ki, insanlıktan nasibi olmayan, vatandaşlarımızı diri yakan barbarların memleketinde, mağdur vatandaşlarımıza; “Dili, ırkı, dini, milliyeti bir tarafa bırakıp insanlık ortak paydasında entegre olunuz. Buradaki huzurunuz, Alman vatandaşlığına entegre olmakla mümkündür” ifadesiyle gurbetçi Türklerin, Almanlar tarafından sindirilmesinin kapısını aralayacak öğütlerde bulunmuştur. Esasen bu cümleler bir tavsiyenin ötesinde, 22 İslam ülkesine verilecek ev ödevi niteliğinde bir telkindir, BOP paydasında yok oluşun başlangıcıdır.
Ey dindar geçinen hacılar, hocalar, takvacılar..! Dilinizi, ırkınızı, dininizi, milliyetinizi bırakarak Başbakanın tavsiyesine uyarak BOP’a entegre olmaya hazır mısınız?(Entegre olmak mı? / 12 Şubat 2008)
Bu kadar önemli bir konu maalesef yoğun ve kirli gündem tartışmaları arasında arada kaynadı. Sadece haber olarak basına yansıdı. Bu konuda bir söz, bir yorum dahi duymadık. Biz de üzerimize düşen bu görevi yerine getirelim dedik. Allah sonumuzu hayreyleye. Âmin.
Uğur Kepekçi / 11 Şubat 2014