Baba evlat ilişkisi geleceğimizin şekillenmesi açısından çok mühim bir konudur. Bir baba evladına bakarsa o evlat da babasına bakar.
“Ne ekersen onu biçersin” misalidir hayat serüveni. İnsanlar geçmişte yaptıklarını unutur çoğu zaman, ama kaderi ilahi unutmaz.
Yaşadığımız sosyal hayatta genel manzara; evlatlar, babalarına-analarına gereken önemi veremiyor. İhtiyarlayan babalar-analar ya huzur evlerinde ya da bir bakıcının eli altında can vermek durumunu yaşıyor.
Dönüp geriye bakıldığında çoğunun kendi ektiğinin meyvesini aldığına şahit olursunuz.
Kendi sonumuzun böyle olmasını istemiyorsak baba-evlat ilişkisine önem vermeliyiz.
Beni çok etkileyen bir hadisi şerifi paylaşarak yazımızı bu eksende devam ettirmek isterim.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurur: “Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşından dolayı hürmet ederse, Allah da ona yaşlılığında kendisine hürmet edecek birisini hazırlar.” (Tirmizî, Birr, 75).
Bu yaşlı kimsenin babamız-anamız olduğunu hayal edin. Ona yaşından ve ebeveyn hakkından dolayı hürmet ettiğinizde Allah mutlaka sizin için de yaşlılığınızda ya evladınızı ya da size hizmet edecek birini tahsis edecektir.
Prof. Dr. Haydar hocamız devlet kavramına yeni bir terim getirmişti. O “baba devlet” terimidir. İstisnalar hariç bir insanın en güvenilir limanı babasıdır. Ne zaman dara düşse, ister maddi ister manevi olsun hemen ona koşar. O da elinden geleni evladına yapar. Hatta gücünü aşsa bile mutlaka ona bir çözüm sunmaya çalışır.
Kapitalist sistemin oluşturduğu devlet geleneğinde, devlet “baba” olmaktan çıktığı için hem evlat hem baba perişan vaziyete düşmüştür. Bu yapının mutlaka değişmesi lazımdır.
Dün Prof. Dr. Haydar Baş “baba devlet” terimini kullanırdı. Bugün Av. Hüseyin Baş kullanmaya devam etmektedir. Yeri gelmişken şunu peşinen söyleyelim ki Bağımsız Türkiye Partisinin hiçbir görüşü, kurulduğu günden farklı değildir. Bu partinin geçmişinde olmayan ve geleceğinde de olmayacak şey ölçü sapmasıdır. Fikirlerinden bir milim, bir derce dahi sapma olmadığı için Av. Hüseyin Baş dün babası ne demişse bugün kendisi aynı söylemi dillendirmektedir.
BTP lideri, Gaziantep BTP İl Kongresinde halkımıza hitap ederken “baba devlet” vurgusu yapmıştır. Konuşmalarında: “İnsan hiç evladına borç verir mi? Evladına verdiği paradan faiz alır mı? Şimdiki devleti yöneten hükümet bugün evladına 100 lira veriyor, yarın evladından 120 lira istiyor. Böyle bir mantıkla devlet yönetilir mi? Bir baba nasıl evladına bakmakla mükellefse baba devlette vatan evlatlarına bakmak zorundadır.”
Şöyle bir hayal edin değerli dostlarım: Devletim baba vasfında olacak, ben de evlat olarak onun şefkat kollarına sığınacağım. Vatan evladına asla yalan söylemeyen onu aç ve açıkta koymayan, başı dara düşse ona sahip çıkacak bir baba devleti, hiçbir vatandaşının sahipsiz bırakacağını düşünemiyorum. Sonuç olarak da o vatanda yaşayan her bir evladın, huzur ve mutluluk bulacağına emin olabilirsiniz.
Ama maalesef manzara böyle değildir. Bu kadar vatan evladı işsiz, evsiz, yoksulluk ve borç batağında yaşamaya çalışırken, kendi vatandaşına faizle borç verirken bir devlet babalıktan ne kadar söz edebilir?
Kapitalist sisteme kendini satan, kurduğu haksız sistemin üstüne yatan, sonra da vatandaşına yan bakan bir yönetimden kurtulmanın yolu bellidir. “Baba devlet” kavramını savunan, Bağımsız Türkiye Partisini ve Av. Hüseyin Baş’ı iktidar etmekten başka çıkış yolu yoktur.