Yanlış tercihin bedelleri

Yaşanan sosyal olaylar karşısında gerçekten vatandaş olarak çok sıkıntılar yaşıyoruz. Her ne kadar Sayın Cumhurbaşkanımız ülke manzaralarını süt liman göstermeye çalışsa da ekonomik açıdan ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerden daha iyi durumda olduğumuzu söylese de; oralarda market, akaryakıt istasyonlarında kuyruklar oluştuğunu söylese de; vatandaş bunlara inanmıyor. Herkes kendi cebine bakıyor. Kendi yaşadıklarına bakıyor.

Gaziantep’teki BTP il Kongresinde Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu yaptığı konuşmada birkaç önemli tespit yapmıştı. Bunlardan birisi de şuydu: “Fakirlik, yoksulluk bizim kaderimiz mi? Hep çile çeken biz mi olacağız?” Sorusunu sorup sonra da yanlış tercihler yüzünden bunları yaşadığımızı işaret etmişti.

Geçen gün Trabzon’da BTP 8. Olağan İl Kongresinde Genel Başkan Av. Hüseyin Baş, yanlış tercih konusunda buna benzer bir açıklama yaptı:

“İbn-i Haldun’un ‘Coğrafya kaderdir’ diye bir sözü var. Hiç katılmıyorum. Coğrafya kader falan değildir. Coğrafyada yaşayanlar kendilerine bir kader tayin ederler. 2002 yılının 3 Kasım’ında AKP’yi seçer bu kaderi yaşar, BTP’yi seçseydi bu kaderi yaşamazdı. Coğrafya kader falan değildir” dedi.

Prof. Dr. Haydar Baş hocamızda ısrarla AKP’yi iktidar eden seçmene sitem ederken yine buna benzer ifadeler kullanmıştı: “Ben size bir okyanus vadediyorum. Siz bir bardak suyu tercih ediyorsunuz. Ben size zenginlik vaad ediyorum. Siz fakirliği yoksulluğu, sizi aç bırakanları seçiyorsunuz.”

Vatandaşımızın yaşadığı bu durumu akıl tutulmasından başka bir şeyle izah etmek mümkün mü?

Bir insan yaşadığı durumdan şikâyet ediyorsa ki ediyor. O zaman kendisine çözüm olarak sunulan farklı fikirlere kulak vermek zorundadır.

Prof. Dr. Haydar Baş’ın sadece ülkemizin değil bütün insanlık âleminin sorunlarına çözüm olarak sunduğu Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet Milli Devlet projelerini duymayan kalmadı. Dünyanın önemli devletleri bu projeleri uygulayarak sorunlarına çözüm bulmuşsa bu tabloyu görmezden gelmek akıllara durgunluk verecek kadar abestir.

Bu durumun mutlaka sosyolojik olarak incelenmesi gerekir. Millet olarak akıl ve ruh sağlığımızı mutlaka kontrol ettirmek zorundayız.

Ben vatandaş olarak hayallerimi daha fazla ötelemek istemiyorum. Hemen yanı başımda olan çözüme bu kadar yakın iken çözümsüzlükte boğulmak istemiyorum. Bu fikirleri bayrak edinen Bağımsız Türkiye Partisinin iktidarını arzuluyorum. Lütfen ama lütfen yanlış tercihlerle yanlışlıkta ısrar etmeyelim.

Önerilen Makale

Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi

Kurtuluş mücadelesi yıllarından itibaren İngiliz ve Yunan ajanlarının sinsi gayretleriyle dini bütün, imanı sağlam Gazi …