Gerek kurtuluş savaşı sırasında gerekse de Cumhuriyet kurulacağı zaman Atatürk saltanat yanlılarından çok çekmiştir. Kuvayı millîye karşıtları, saltanatı din gibi halka kabul ettirip saltanat karşıtlığını da din dışılıkla eş anlamda göstererek sinisi bir şekilde milli mücadeleye engel olamaya çalışıyorlardı. Bu sebeple Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü dinsizlikle suçlayıp milletimizi ona karşı koymaya davet etmişlerdir.
Kurtuluş mücadelesinde amacına erişemeyen işgal yanlıları, yeni bir oyun tezgâhladılar. Cumhuriyetin kuruluşuna engel olmayan yunan ve İngiliz ajanları daha sonraki dönemlerde de cumhuriyetin içki masalarında kurulduğu şeklinde aşağılık iftiralar atarak cumhuriyete karşı halkı ayaklanmaya teşvik etmişlerdir.
Hâlbuki cumhuriyetin temelleri Hacı Bektaş dergâhında kutlu insanlarla yapılan istişare neticesinde atılmıştır.
Kurtuluş mücadelesinin yol haritası ve kurulacak yeni devletin adının ne olacağı ne zaman ilan edileceği hakkında istişarenin yapıldığı ve kararın verildiği yer Hacıbektaş dergâhıdır.
Kurtuluş mücadelesi öncesi ve sonrası Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hacıbektaş dergâhıyla çok sıkı diyaloğu olmuştur. Atatürk Erzurum Kongresinden sonra 22 Aralık 1919 tarihinde Hacıbektaş dergâhını ziyaret etmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş Hoşgeldin Atatürk eserinde meseleyi şöyle izah ediyor: “Atatürk üç gün boyunca Hacıbektaş’ta Cemalettin Çelebi’nin evinde misafir oldu. Yanlarında Cemalettin Çelebi’nin oğlu Hamdullah Efendi’den başka kimseyi almazlar. Atatürk ile Cemalettin Çelebi üç gece neler yapabileceklerini konuşurlar. Hamdullah Efendi de konuşulanları tek tek yazar. Atatürk oradan ayrılırken Cemalettin Çelebi “Atam Cumhuriyeti ne zaman kuruyoruz?” diye sorar. Cumhuriyet kelimesini duyan Atatürk heyecanlanır ve Cemalettin Çelebi’ye yaklaşarak “Aramızda kalmak şartıyla en yakın zamanda” cevabını verir. Cumhuriyetin ismi ilk olarak orada zikredilir.
Yine bu görüşme sırasında Atatürk, Cemalettin Çelebi’ye annesi Zübeyde Hanım’ın gördüğü bir rüyayı anlatır. Zübeyde Hanım’a rüyasında Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in altın tepsi içinde Kur’an ve kılıç getirdiğini söyleyince Cemalettin Çelebi, Atatürk’e, ‘Sen de rüyaya yat bakalım bugün. Yarın konuşalım’ der. Atatürk o gece rüyasında Deliktaş’a girdiğini ve kollarının dirseklerine kadar kanla dolduğunu görür ve sabah rüyasını Cemalettin Çelebi’ye anlatır. Cemalettin Çelebi rüyaları şu şekilde yorumlar: ‘Peygamberimizin getirdiği Kur’an annene, kılıç ise sanadır. Aslında o kılıç sana verilmiştir ama annenin sütü sana helal olduğu için onun duasıyla sana gelecektir, senin savaşacağının işaretidir. Deliktaş’a girince kollarının kanla dolması ise bu savaşın zaferle sonlanacağını gösterir. Zaferin mübarek olsun.’
Atatürk bu görüşme sonrası Hacıbektaş’tan ayrılmadan Cemalettin Çelebi ile birlikte Hacı Bektaş Veli Türbesi’ni ziyaret eder. Atatürk, Hünkâr Hacı Bektaş Veli Hazretleri’nin kabrine kapanır ve Evladını önüme rehber eyledim. Meydana çıkıyorum. Yüzümü utandırma” diye dua eder. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoşgeldin Atatürk, sayfa 211-212)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Allah’ın yardımıyla, milletimizin gayretiyle, kıyamete kadar yaşayacaktır.
Bir şekilde milletimizin üzerine serpilmiş ölü toprağını da temizleyecek olan cumhuriyetin değerlerine sahip çıkacak olan Bağımsız Türkiye Partisi taraftarlarıyla, kadrosuyla, liderleri Av. Hüseyin Baş olacaktır.