Fıtrata dönmenin yolu Ehli Beyt’tir.

GDO (genetiği değiştirilmiş organizmalar) asrımız insanının kendi elleriyle ürettikleri; sağlıklarıyla oynadıkları, çeşitli hastalıklara davetiye çıkardıkları bir yoldur.

Küresel güçler, bu yolla elde ettikleri ürünlerle bir yandan soğuk savaş taktikleri uygulayarak düşman bildikleri milletlerin sağlığıyla oynamakta, bir yandan da daha fazla üretip daha fazla para kazanarak küresel sermayenin daha da güçlenmesine katkı sağlamaktadırlar.

Genetiği ile oynanan ürünlerin şekli ve tadı değişmekte, eskiden çok iyi tanıdığımız ürünleri geçirdikleri değişim sayesinde bazen tanımakta güçlük çekmekteyiz.

Bildiğiniz gibi genetiği değişmek; yaratılış şekliyle oynamak, aslından koparılmak manasına gelir. Yaratılan her şeyin aslı değiştirildiği zaman ortaya farklılıklar çıkar. Bu farklılıklar özellikle insan üzerinde yapıldığı zaman daha tehlikeli ve zararlı sonuçlar doğurmaktadır.

İnsanoğlu üzerinde düşünülen değişiklikler, fiziki özelliklerinden çok fikri yapısı üzerinde düşünülmüş ve bunda da istenilen başarı elde edilmiştir. Ancak bu konudaki başarı insanlığın hayrına olmamıştır.

Yüce Allah’ın biz kullarını yaratma gayesi içerisinde en temel olanları; bilinmek, kulluk ve ibadettir. İnsanoğlunun genetiği de bu gayeye uygun bir fıtratta yaratılmıştır. Allah’ı bilmeye, Allah’a kulluk ve ibadet etmeye uygun; ruh, beden, akıl dengesiyle yaratılan insanoğlu; dış müdahalelerle farklılaştırılmağa çalışılmıştır.

İlk müdahale şeytanla başlamış, ilk insan Hz. Âdem ve Havva annemiz şeytanın müdahalesiyle aldatılmış; böylece onlar da farklı düşünmüş, farklı davranmış ve böylece cennetten çıkartılmıştır.

Hatırlamaya çalışırsak Hz. Âdem ile Havva annemize yüce Allah sadece bir ağacın ya da bitkinin meyvesini yemeyi yasaklamıştı. Yasaklanan dışında her şeyden yemek içmek serbest bırakılmıştı. Şeytan onları sureti haktan görünerek, Onlara “bu meyveden yediğiniz taktirde ölümsüzlük sırrına ereceksiniz böylece sürekli cennete kalacak sürekli Allah ile birlikte olacaksınız” diyerek aldatmıştı.

Burada şeytanın gayesi Âdemle birlikte insanın fıtratını, iman genetiğini bozmaktır.

İnsanın ruh ve düşünce dünyası üzerinde şeytanla başlayan müdahale, şeytanca düşünce sahiplerinin de ilham kaynağı olmuş; bidat düşünce ve akımların başlamasına sebep olmuştur.

Her peygamberin ümmetlerinden bazıları, hatta yakınları dahi şeytan ve nefsin tuzaklarından nasibini almış, hak ve hakikatın karşısında yer alabilmiştir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed’e(s.a.a.) yakınlığıyla tanınan sahabeler bile bu tuzağa düşmüş, Velayet ve hidayet kaynağı olarak ilan edilen İmam Ali’nin (a.s.) velayeti gasp edilmiş. Kıyamete kadar devam edecek olan fitnenin, bidat ve sapıklıkların kapısı aralanmıştır.

Nefse daha hoş gelen, dünyalık adına bazı kazanımlar elde edilmesine sebep olan bu yanlış düşünceler, gittikçe taraftar bulmuş, bu yolda korkunç katliamlar yapılmış, insanlık bugünkü duruma düşürülmüştür.

Zararlı fikirlerle adeta genetiği bozulan insanlar yaratılış gayesinin dışına çıkmış; doğru ve iyilik adına ne varsa kaybetme noktasına gelmiştir. Bugün insanlık imanını, ahlakını, merhametini, aklını, gönlünü, doğruluk adına neyi varsa kaybetmiş; yanlışa koşmakta, yanlışa hizmet etmektedir.

En acı olan, zararlı fikirlerle genetiği bozulan insanoğlu; farklılaştığının da farkında olmadan yanlışa hizmet etmektedir.

Yaratılış gayemize uygun bir hayat sürerek dünya-ahiret saadetine erişmek için; aslımıza dönmek, genetiğimizi düzeltmek, yaratılış gayemizi hatırlamak ve doğru olanı bulmak için doğru adreslerde, doğru kimselerle birlikte olmaktan başka çare yoktur. Doğru adres ve doğru lider Prof. Dr. Haydar Baş’tır.

Bu konuda insanlığın iman genetiğini tekrar düzelterek fıtratına, aslına dönüştürmek için Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın ortaya koyduğu gayretleri inkâr edemeyiz. Öncelikle kaleme aldığı Ehli Beyt Külliyatıyla İslam âlemi kaynak bir esere kavuşmuş oldu. Tevhidin merkezi Ehli Beyt konferanslarıyla panel ve sempozyumlarıyla toplumun hemen her katmanına Ehli Beyt bilgisi ve sevgisi ulaştırıldı. Bu konudaki gayretleri hız kesmeden devam etmektedir.

İnsanlığın bozulan iman genetiğini düzelterek fıtratına dönüştürmek ve aslına uygun hale gelmesi için tek çare tevhidin merkezi Ehl-i Beyt’te buluşmaktır.

Uğur Kepekçi / Temmuz 2016 / İcmal

Önerilen Makale

Güneş balçıkla sıvanmaz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dünya tarihinde eşine rastlanmayan bir milli mücadeleyle bizlere üzerinde yaşayabileceğimiz bir …