Herkes yaptığının hesabını verecektir

Yüce Allah Kuran-ı Kerim’inde yarattığı insanların yaptığı her şeyden mutlaka hesaba çekileceğini haber vermektedir.

Zilzal suresi 7. ve 8. ayette: “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.”

İbrahim suresi 51-52 ayette ahiret yurdunda insanların dünyadayken yaptıklarının karşılığının verilmesi için yeniden diriltileceğini ve hesaplarının da çabuk görüleceğini haber vermiştir:

“Allah herkese kazandığının karşılığını vermek için (onları diriltecektir.) Kuşkusuz Allah, hesabı çabuk görendir.” “İşte bu (Kur’an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir.”

Bu sebeple insanların dünyada ölçülü bir hayat yaşamaları istenmiş, aksine davranış sergileyeceklerin zorluklar yaşayacağı, uğrayacağı azaptan kurtulmak için dünyanın bütün servetlerine sahip olsalar bile onu verebileceklerini de Yunus Suresi 54-55. ayetlerde haber verilmiştir:

“(O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda eder. Ve azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.” “Bilesiniz ki, göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Yine bilesiniz ki, Allah’ın vaadi haktır, fakat onların çoğu bilmez.”

Dünya hayatının geçici bir imtihan olmasına, asıl yurdun ahiret olduğunu bilmesine rağmen insanlar, nefislerine ve şeytana aldanıp çok ciddi yanlışlar yapmaktadırlar.

Yapılan yanlışların fert bazında olanı ile toplumsal boyutta olanı aynı değildir. Normal vatandaşların yaptığı yanlış ile lider konumunda olanların etki alanları farklı olduğundan kanaat önderlerinin ve liderlik vasfı taşıyanların daha dikkatli olmaları gerekmektedir.

Bu ayetler kapsamında düşünürsek, insanların yanlışa düşüp ben yaptım oldu mantığıyla davranışlar sergilemesi ahirette başlarına büyük belalar açacaktır.

Son günlerde yaşanan besmelelerle, La ilahe illallah İbrahim Halilullah ifadelerini kullanmakla sergilenen Kilise açılışlarına sebep olanların büyük bir vebal taşıdıkları muhakkaktır. Bunun toplumsal yankıları ve tahribatları çok büyük olacağı aşikârdır. Siyasi ikbal uğruna yapılan bu yanlışların da hiçbir dini mazereti yoktur. Çünkü bu ve benzeri olayların Allah katında son ve tek din İslam’da yeri yoktur.

Önerilen Makale

Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır

Şimdi birilerinin aklına “Uğur Kepekçi neden bir haftadır Atatürk’le alakalı makale yazıyor?”  Diye bir soru …