Kurtuluşa erenler “işittik itaat ettik” diyebilenlerdir.
İnsanoğlunun belki de en büyük sorunu, bildiklerini icraata geçirmek noktasında zafiyetidir.
Bizi bizden iyi bilen Allah, kulunun bu özelliğini de bildiğinden imanın kemal noktasına erişmesi için işittiğinin gereği olan itaati şart koşmuştur.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bir sohbetinde ortaya koyduğu tespit de bilginin amele dönüşmesinin gereğini ortaya koymakla alakalıdır: “İman bir iddia, ibadet ise şahit hükmündedir. Nasıl ki bir davada şahit olmazsa olmaz şartlar arasındadır. İmanın iddiasında da şahit olarak ibadet istenir.”
Yaşadığımız çağda bilgiye erişmenin çok kolay olduğunu biliyoruz. Ancak bilginin eyleme geçirilmesi konusunda insanoğlunun pek de maharetli olmadığı bilinen bir gerçektir.
İster maddi ister manevi konuda olsun bilginin eyleme geçmediği takdirde bir anlam ifade etmediği inkâr edilemez bir gerçektir.
Yüce Allah, kurtuluşa ereceklerin “işittik ve itaat ettik” diyerek işittiklerini eyleme geçirebilen kişilerin olacağını Kur’an’da haber vermiştir.
İtaatin önemi hakkında bilgiyi Nur suresinden aktaralım:
“Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Resulüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak “İşittik ve itaat ettik” demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.”
“Her kim Allah’a ve Resulüne itaat eder, Allah’a saygı duyar ve O’ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.”
“(Münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah’a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malûmdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
“De ki: Allah’a itaat edin; Peygamber’e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber’in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber’e düşen, sadece açık-seçik duyurmaktır.”
“Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm’ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vadetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.” Nur suresi / 51-55)
Beyan edilen ayetlerden anladığımıza göre Allah’tan ve Peygamber’inden işittiklerimize itaat etmedikçe kurtuluş mümkün görünmemektedir.
Yaşadığımız sosyal hayata bakıldığında ilahi buyrukları işittiği halde insanların çoğunun itaat etmediklerini görüyoruz. Ekmeden biçmenin mümkün olmadığına göre bu dünyada itaat konusunda gereğini yerine getirmeyenler de hesap gününde elleri boş olarak ilahi azara veya azaba uğrayacaklarını unutmasınlar.
Çünkü yüce Allah’ın vadi “işittiklerini itaate dönüştürenlerin kurtuluşa ereceği” hakkındadır.