Prof. Dr. Haydar Baş, Yeni Mesaj gazetesinde 03.04.2012 tarihinde yayımlanan “Madenlerin stratejik önemi” makalesinde işletmeye hazır vaziyette bekleyen bazı madenlerden bahsederken önemli bir konunun da altını çizmişti:
Shell firmasının ülkemizin gizli petrol haritası ile ilgili itirafı unutulmamalıdır: “Bütün Amerikan petrol şirketleri bilir ki, yapılan araştırmalar Türkiye’nin bir petrol denizi üzerinde olduğunu göstermektedir. Bilhassa 5000 metre derinlikten sonra yoğun petrol yatakları görülmektedir.”
80’li yıllarda yabancılarla yapılan petrol araştırmalarında 5000 metreye kadar inilmesi planlanmışken, 300 metrede aramalar kesilmiş ve petrol bulunan yerlerin üzerine de çimento dökülmüştür. (Prof. Dr. Haydar Baş)
Bu konu iktidar sahiplerinin özellikle gizlemeye çalıştığı yabancı şirketlerin gizli maden ve petrol arama meselesini gün yüzüne çıkartıyordu.
Birçok yerde benim de şahit olduğum 80’li yıllarda Kilis’te yapılan petrol aramaları bir süre devam ediyor sonra üzerine koca koca demirli betonlar dökülüp üzeri kapatılıyordu. Bu faaliyetlerle ülkemizdeki petrol kaynaklarının haritası çıkartılıyordu. Uygun şartlar oluşunca tekrar buraların açılıp üzerinde hesabı olanlar tarafından paylaşılacağını biliyorduk.
2002 seçimlerinde BTP Gaziantep Milletvekili adaylığım süresinde Gaziantep ve Kilis yöresinde yaptığımız köy çalışmaları esnasında ücra köşelerde, dağda, bayırda yapılan petrol aramalarına ve işletilen maden ocaklarına rastlıyorduk. Maden işletmelerinin etrafı sıkı bir koruma altına alındığını görüyorduk. Maden arama yapılan alana yaklaşmamıza müsaade edilmiyordu. Güvenlik görevlilerine soru sorduğumuzda hiçbir cevap alamıyorduk. Gerek firma adının gerek çıkarılan madenin ne olduğu gizlendiğine göre gizli bir şeylerin döndüğünü hissedebiliyorduk. Kamyonlara yüklenen madenli topraklar bir yerlere taşınıyordu. Bazısının İskenderun limanına taşındığına dahi şahit oluyorduk.
Bu bilgileri saklamadan her gittiğimiz yerde anlatıyorduk “ey millet madenlerimiz soyuluyor” diye haykırıyorduk ama halkımız sanki hipnoz yapılmış ya da bir şeylerle uyuşturulmuş gibi gözümüzle gördüklerimizi dahi inkâr ediyorlardı.
Her yerde karşımıza “Lozan’da gizli bir madde var 2023’e kadar madenleri çıkartmamız, işletmemiz yasak” ifadesiyle karşılaşıyorduk. Belli ki madenler üzerinden hesabı olanlar (yerli ya da yabancılar) bir yerlerden “buyruk” almıştı ki kendi köyünde maden çıkanlar dahi ayakta uyumayı tercih ediyordu. Bunlar, bazı çıkar grupları ya da iktidarın avukatlığına soyunan zavallılardı.
Ah milletim ah. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra sağıyla soluyla iktidara gelen her kim olursa olsun hep seni uyuttu ve elinde avcunda ne var ne yok alıp mutlu azınlığa ya da yabancılara peşkeş çektiler.
Artık uyanma zamanı geldi. Size hak ettiğiniz değeri verecek insanca yaşamanızı sağlayacak “Türkiye’de işlenmemiş hali 3 katrilyon dolar olan yer altı zenginliklerimiz var. Bunlar milletin hakkı ve biz millete vereceğiz.” Diyen Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modelini uygulayacak olan BTP lideri Av. Hüseyin Baş’la birlikte olmak zamanı gelmiştir.