Her peygamberin karşısına çıkanlar “Bizden önce atalarımızın inandığı gibi inanmaya devam ederiz” diyenler sapıklıkta kaldılar.
Peygamber’e inanıp doğruyu savunanlar da “Biz atalarımızın yanlış yolundan devam etmeyiz doğruluğu tercih ederiz” dediler ve kurtuluşa erdiler.
Her devirde yanlışta, her ne sebeple olursa olsun ısrar, geçmişte yaşayan insanların düştüğü hatanın tekrarı hükmündedir. İnsan onuruna yakışan, her zaman ve şartta haklının yanında olmaktır.
Pof. Dr. Haydar Baş Hocamız hak konusunda çok hassastı: “Hakkınız olmayan hiçbir şeyi istemeyin. Hakkınız olan her şeye de sahip çıkın. Hakkınızı aramaz, ona sahip çıkmazsanız, hakkınıza karşı en büyük haksızlığı yapmış olursunuz” ifadeleri, anlatmak istediğimizi en güzel manada anlatmaktadır.
Peygamberimiz “Ali Hakla beraber, Hak Ali’yle beraberdir.” Sözü tapu sendi gibi meydanda dururken, Hz. Ali’nin velayet ve hidayet rehberi, Hz. Muhammed Aleyhisselam’dan sonra onun vasisi olduğu gerçeğini savunmak; Hakk’ın ve haklının yanında olmaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş bu konuda da diğer konularda da haklının yanında olunmasını şu veciz ifadeleriyle ölçü olarak bizlere sunmuştur: “Hakk’a koşun, Hak’la olun, haklı ile olun, haklı olun, hepiniz Hakk’a emanet olun.”
Aktarılan bilgiler ışığında ön yargısız olarak ve inkâr mantığından uzak bir düşünceyle hadiseyi değerlendirebilen dostlarımız meselenin önemini kavrayacağına eminiz.
Değerli dostlarım biz asla olaya ötekileştirme ve kör bir mantıkla yaklaşmıyoruz. Asırlardır saklanan gizli ama çok önemli gerçeklerle yüzleşmenizi sağlamaya çalışıyoruz.
Empati yapın, ailenize ya da soyunuza asırlar önce yapılan haksızlık hakkında ya da elinizden alınan haklar çerçevesinde tapusu size ait olan arazileriniz olsa bu araziler de çok değerli olsa; siz eskide kalmış bir dava deyip hakkınızdan vazgeçer misiniz? Yok diyecek babayiğit göremiyorum.
Peki, dünyada yol haritası hükmünde olan, ahirette sizi cennete ve Allah’ın rızasına götürecek çok önemli bir konu olan Gadir-i Hum Bayramını ve çağrıştırdığı mesajları iman ehli olan birileri nasıl görmezden gelebilir.
Bu kadar bilgiye rağmen hala kör inat uğruna hala gerçeklere gözünü ve gönlünü kapatmaya çalışanlara nasipsiz demekten başka yapacağımız bir nitelendirme olamaz.
“Gadir-i Hum Bayramı” ve “Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt” gerçeği ile bizleri buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızı minnetle özlemle ve hasretle anıyoruz. Onun açtığı bu kutlu çığırda yürümek sözümüz ve nasibimiz olsun.
Bizim yapmaya çalıştığımız, çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş sayesinde ulaştığımız ve öğrendiğimiz gerçekleri sizlerle paylaşarak sorumluluktan kurtulmaktır. Gayret bizden, tercih sizden, hidayet Allah’tandır. Vesselam…