Diyanet, hatiplerini kontrol altına almalıdır

Çok değerli dostumuz Prof. Dr. Yavuz Köker Yeni Mesaj gazetesinde 21.07.2024 günkü “Sünnilik gömleği Türkiye’ye dar geliyor” makalesinde camilerimizdeki yaşanan olaylarla alakalı verdiği örneklerle hatiplerin bilerek ya da cehaletinden dolayı Ehl-i Beyt düşmanlığı yaptıklarının altını çizdi.

Değerli Yavuz Köker hocamızın uzun zamandır benim de yazmak istediğim bir konuya dikkat çekmesi, düşündüğüm makaleyi yazmama vesile oldu.

Öncelikle şunu hemen söyleyelim ki camilerde namaz kıldıran vaaz veren görevlilerin mutlaka denetlenmesi gerekmektedir. Çünkü önüne gelen kafasına göre görüşlerini dile getirerek yalan yanlış bilgilerle bilgi kirliliğine sebebiyet vermektedirler.

Cuma hutbelerinin Diyanet tarafından yazılı olarak verilmesiyle bir nebze olsun ehliyetli ehliyetsiz kişilerin sapık görüşlerinden kurtulduk.

Bu ifademiz sakın yanlış anlaşılmasın, Diyanetin hazırladığı hutbeleri çok da beğendiğimiz anlamı çıkmasın. Çünkü Diyanetin baskın bir Sünni fikriyle yönetildiğini Alevi-Bektaşi görüşlerine hiçbir şekilde yer verilmediği bir gerçektir. Bırakın yer vermesine bir de inançlarına dil uzatılmaktadır.

Cuma namazı öncesinde bazı cahil hatipler, kendi bildiği yanlışları millete dayatmaya çalışmaktadır. Büyüklerin dediği gibi “Baş bellisiz meydan ıssız” dır.

Yönetenler, baştan ayağa saray hayatına alıştığı için denetim hak getire şimdilerde…

“Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” buyuran Peygamber görevi olan imamlık, maalesef çoğu yerde ehil olmayan kişilerin elindedir.

Birkaç hatibin Cuma namazı öncesi yaptığı sohbetten kısımlar aktaralım ne demek istediğimiz anlaşılacaktır.

“Değerli cemaat bazıları son zamanlarda namazda cem meselesi diye bir şey attılar ortaya. Namazın cem meselesi sadece Arafat’ta vardır. Bu cemedenler Allah’ın 5 vakit farz kıldığı namazı 3 üç vakte indirdiler Allah muhafaza. Bu sapıklığın öncüsü de Yaşar Nuri’dir. Adam evden çıkmadan günün namazlarını toptan cemedip çıkıyormuş. Millete de böyle yapın diyormuş” Cemaatin içinden “çüş” diye sesler yükseliyor.

Bu hatip kendinin cahilliğini dillendirerek bir yandan yanlışlık bir yandan iftira attığının farkında mıdır acaba?

Namazın cemedilişinin ne anlama geldiğini, cemin mantığının ne olduğunu, peygamberimizin ne zaman ne şekilde namazlarını cemettiğini bilmeden, cemaatine de yanlış bilgiler verdiğinin farkında mıdır acaba?

Başka bir camide başka bir hatip: “Hz. Ali Efendimize Radiyalahu anhum denir. Aleviler Hz. Ali ve diğer imamlara Aleshisselam derler sakın ha siz demeyin caiz değildir.”

Şu cehalete bakar mısınız? Allah’ın selamı üzerine olsun demek olan Aleyhisselam ile Allah ondan razı olsun anlamına gelen Radiyallahu anhum ifadelerini bile ayrılık sebebi sayarak Müslümanları camide ayrıştırıyorlar.

Kültür Bakanlığının ziyaret listesinde reklamı yapılan camide önemli bir zatın mezarını ziyarete gidiyorsunuz, ziyaretgâh kapalı. İmama ‘burayı açar mısınız?’ diyorsun. İmam “hayır açamayız çünkü buraları ziyaret etmek şirk” diyor. Sorsan şirk nedir bilmez ama adam imam olmuş…

Sığınmacıların çok olduğu yerlerde sokak araları camilerde imam efendiler namaz kıldırmayı bile terk etmiş arada bir camiye geliyorlar. İmam Arap, müezzin Arap, cemaat Arap, kendi vatanınızda garip kaldığımız gibi camilerimizde bile garip kalmışsınız.

Hani derler ya “deveye demişler boynun eğri, deve demiş nerem doğru ki?

Önerilen Makale

Atatürk’ü anlamak ve Atatürk gibi düşünmek

Gerek ekonomide gerek adalette gerek iç siyasette gerek dış siyasette gerek din-devlet ilişkilerinde yaşanan sorunların …