Günahtan utanmak erdemdir

Bir kıssa anlatılır: Kendini insanlığın irşadına adamış kâmil bir zatın talebelerinden biri fasık bir arkadaşını hocasının yanına getirir. Huzura vardıklarında ibadet ehli olan günahkâr arkadaşını üstadına taktim ederken gururlanır.

Günahkâr olan kişi ağlayarak kâmil zatın ayaklarına kapanır. Tövbe etmek istediğini ancak daha önce çok günah işlediği için utandığını dile getirir. Kâmil zat onu teselli ederek sözde ibadet ehli olan talebesine “keşke sende günahlarından utanacak kadar edepli olsaydın daha iyi olurdu” diyerek tövbe eden kişiyi talebeliğine kabul eder. O talebe de kısa sürede diğer talebeleri edep ve ilimde geçerek hocasının övgüsüne muhatap olur.

Bu kıssadan da anlaşıldığı gibi büyükler tövbekâr kulların günahlarından utanmasını faziletli görmüşlerdir.

Çünkü yüce Allah tövbe kapısını açık tutmuş gelmek isteyenlere iyilikle muamele etmiştir. Hz. Mevlana’nın “Bin defa tövbeni bozsan da yine gel. Bu kapı ümitsizlik kapısı değildir. Ne olursan ol yine gel” çağrısı bunun içindir.

Yapılan çağrı Allah’ın çağrısını hatırlatmaktır aslında: “De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok mağfiret edici, çok merhamet edicidir.”(Zümer 39/53)

Peygamberimizin çağrısı da bu yöndedir:

“Son nefesini vermedikçe Allah, kulun tövbesini kabul eder.” (İbnu Mâce, Zühd 30)

“İnsanoğlunun her biri hatakârdır. Ancak hatakârların en hayırlısı tövbekâr olanlarıdır.” (Tirmizî, Kıyâmet 50)

Günahtan utanmak kişiyi tövbeye teşvik etmesi bakımından utanan utanmayandan daha faziletli sayılmıştır. Bazıları vardır geçmişte yaptığı günahları hatırladığı zaman sanki hiçbir şey yapmamış gibi davranır bazıları da günahlarını her hatırladığında utanç duyar.

Samimi tövbe her zaman kişiyi Allah’ın rızasına ve sevgisine götürür. Peygamberimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zaman duyduğu sevincinden daha fazladır.” (Müslim/Tövbe/1)

Utanmak kişiye edep ve şahsiyet kazandırır. Utanmak insanı günahtan koruyan bir zırh gibi korunmayı sağlar. Eskiden dergâhların girişinde “Edep Ya Hu” yazılmasının sebebi budur.

Peygamberimizin şu buyruğu bunu en güzel şekilde özetler:

“Her bir dinin kendine has bir ahlakı vardır. İslam’ın ahlakı hayâdır.” (İbn Mâce, Zühd, 17)

Önerilen Makale

Atatürk ve Mevlit Kandili Hutbesi -3-

Geçtiğimiz günlerde Peygamberimizin doğumu münasebetiyle Mevlit Kandilini ihya ettik. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün …