Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra laiklik uygulamaları her iki tarafı da ölçüsüz davranışlara sevk etmiş hem sözde laiklik savunucuları hem laiklik karşıtları bu önemli kavramı kendine göre istismar etmiş zararlı çıkan halkımız olmuştur.
Prof. Dr. Haydar Baş laiklik kavramını enine boyuna ele almış hem hukuki hem tarihi hem de sosyal açıdan değerlendirerek doğru ölçüyü sunmuştur.
Hocamızın 24 Aralık’ta Meltem TV’de yayınlanan Haftanın Sohbetinin bir bölümünde “Başörtüsüne müdahale laikliğin ihlalidir” ifadesini kullanmıştır. O zamanlarda devlet memuru başörtüsü takabilir mi takamaz mı tartışmalarına şu şekilde açıklık getirmişti:
“Şimdi bir insan devlet memuru olabilir ama herhangi bir dine de inanabilir. Bu inandığı din Müslümanlık da olabilir. Bu insanı siz kabul edelim ki vazifesini yargıç olarak düşünün veya savcı olarak düşünün. Şimdi bu insan Müslüman olduğu halde devleti temsil eden bu savcı veya bu yargıç, yargıç oldu diye, savcı oldu diye dini hayatını terk mi edecektir? İbadetlerini yok mu kabul edecektir? Elbette ki yanlış olur. Savcı veya hâkim veya avukat, hukuk adamı vazifesi esnasında kamu görevlerini yerine getirirken, kamu adına işini yapar. Ama ibadeti kendi işi olduğu için bunları bitirdiği zaman veya vakti geldiği zaman ibadetini de kendi adına yapar. Yani bunu kamu adına yapmaz. İbadetini kamu adına yapmaz. Dini, ibadet kurallarını kendi adına yapar.
O takdirde o hukuk erbabı olan kişi laikliği ihlal etmeden efendime söyleyeyim hayatına devam etmiş olur. Yani şimdi hâkim, hâkim oldu diye ibadetini, namazını terk mi edecek? Namazını nefsi için, şahsi için bu ibadeti yerine getiriyor. Verdiği hükmü de kamu adına veriyor. Anlatabildik mi? Bu neyse bir başörtülü hanımın veya öğrencinin hayatı da budur. Öğrenci başındaki örtüyü devletin adına örtmüyor. Bir memure hanım başını örterken bu örttüğü başörtüsünü veya türbanı devlet adına başını örtmüyor. Ne adına? Kendi adına bunu başına örtüyor. Devlet adına yapmasıdır laikliğe aykırı olan. Nefsi adına yaptığına göre laikliği ihlal etmiş olmuyor. Anlatabildik mi? Şimdi kalkıyorsun sen diyorsun o ki başını örtemezsin. O zaman buna müdahale devletin müdahalesi olduğundan laikliğin ihlali olmuş oluyor. Yani laikliğin ihlali başa örtülen örtüye müdahaledir. Anlatabildim mi? Hukuki açıdan budur.”
Değerli dostlarım başörtüsünün tartışıldığı doksanlı yıllarda eğer Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bu tespiti kulak arkası edilmeseydi ilgili kurumlar ilgili şahıslar bu konuya bu şekilde açıklık getirseydi bugün laiklik hala tartışılan bir konu olmayacaktı.
Vakit geçmiş değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sadece laiklikle alakalı değil her konudaki fikirleri istismarcıların elinden kurtarılmalıdır.
Bugüne kadar yapılan yanlış algılama ve yanlış uygulamalarla Aziz Atatürk’ün ilklerini zedeleyenlere ve onun pak ruhunu rahatsız edenlere gerçek Atatürk’ü Prof. Dr. Haydar Baş’tan ve onun eşsiz eseri Hoş Geldin Atatürk’ten öğrenmelerini tavsiye ederiz.
(devam edecek…)