İbadetin bizlere kazandırdıklarını Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bir televizyon sohbetinden aktarmaya devam ediyoruz:
“İbadetlerle elde edilen nimetleri insanoğlu fark etmese de hal olarak yaşamaktadır. Emredilen namazı eda ettiğinizde Allah’a kul oluyorsunuz. İki, o kulluk esnasında nefsini tezkiye ve terbiye yapıyorsunuz. Ama siz farkında değilsiniz.
Oruçta durum aynıdır, zekâtta durum aynıdır, hacda aynıdır. Yani bütün evamiri (emirler) ilahiler yerine getirilirken bir Allah emrettiği için kul olmak kastıyla ibadet ediyorsunuz. İki, bu taat ile bu ibadet ile birlikte de mükemmel bir insan haline geliyorsunuz.
Bugünkü ifadeyle aydın bir kişilik kazanıyorsunuz. Neden? Çünkü sizdeki Ahlâk-ı zemime tarafı artık iflas noktasına gidiyor. Bu Ahlâk-ı zemime tarafı Ahlak-ı hamideye tebdil olunuyor. Yani bunu şöyle de anlatmamız mümkün. Yani sizde başlangıçta gurur vardı, kibir vardı, ucup vardı, haset vardı, riya vardı. Hülasa bunu çoğaltabiliriz. Bunlar işin zemime tarafı. Yani bir başka ifadeyle kötü tarafı.
Bu huylar, bu davranışlar bu bizde mevcut, var. Ama değil mi ki bu ayın bize kazandırdığı ibadet alışkanlığı, kulluk alışkanlığı bütün bu hallerimizin zeval bulduğuna, Ahlak-ı hamidemizin de kemale doğru gittiğine şahit oluyor. İnsan kendi nefsinde bunu görüyor. Mesela bir bakıyorsunuz cimriliğiniz kalktı, cömertliğiniz yerini aldı. Cimriliklerinden bir şey kalmadı.
Gururunuz, kibriniz kalktı, tevazu yerine geldi. İfade edebildin mi? İnsanlara ihsanda bulunuyorsunuz. Merhamet sahibi oluyorsunuz. Hülasa işi bir boyutta değil de genelde değerlendirdiğiniz zaman Allah’ın güzel surette yarattığı o insan hem huy hem tabiat ve hem de şekil olarak mükemmel hale geliyor. Taatle, ibadetle.
İşte Ramazan-ı Şerif bu güzel karakteri, bu güzel kimliği, Mü’min-i kâmil olma, İnsan-ı kâmil olma, mükemmel insan olma, erdemli insan olma kimliğini bize kazandırıyor ve kazandırdı. Bu halin Ramazan sonrasında devam etmesini ben Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.” (Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü / Haftanın Sohbeti Ramazan Ayının Önemi / 2001)
Kıymetli Hocamızın da duasında belirttiği gibi önemli olan elde edilen güzelliğin manevi kazancın bir ömür korunması ve sürekli kazanç elde edilmesidir. Hadisi şerifte beyan edildiği üzere “Dünya ahiretin ziraat tarlasıdır.” Huzuru mahşerde elde dilecek mükâfat ya da cezanın kazanıldığı yer dünya hayatıdır. Kul olarak madem ki cennet gibi bir nimete kavuşmak Allah’ın rızasını kazanmak istiyoruz. O zaman ibadet yıllık, aylık, değil bir ömür devam etmesi gereken kulluğun gereğidir. Tercih sizin ya ibadetle elde edilecek kazançlara talip olup Allah’ın rızasını kazanacağız. Ya da ibadetlerle elde edilecek kazançlardan vaz geçip ahiret saadetinden mahrum kalacağız. Vesselam.