Değerli dostlar elbette yüce Allah kulunun dua etmesini istiyor ama duanın şekli ve zamanı konusunda insanlar yanılgı içinde kalıyorlar.
Dua, fiili ve kavli dua denen (sözle yapılan dua) şeklinde ikiye ayrılır. Her birinin şekli ve zamanı farklıdır. Şöyle izah edelim: Tarlaya tohumu ekmek, zirai mücadelesini yapmak; sulamak, korumak bunlar fiili duadır. Zirai olarak yapılması gerekenleri yerine getirdikten sonra afetlerden korunması için ve ürünün bereketli olması için sözlü dua bundan sonra başlar.
Fiili dua olan tarlaya tohumu atmadan tarlanın başında gece gündüz dua okusanız Allah size o tarladan (gücü kudreti yetmesine rağmen) bir avuç ürün bile vermez. Çünkü neyin nasıl olacağını kurallara bağlayan Allah’ın sünnetullah denen kendine koyduğu kuralları vardır. Allah’ı kendi kurallarını çiğnemeye dualarla zorlayamazsınız.
Siyasi, ekonomik, askeri ve sivil bir savunma, korunma, birlik, beraberlik sağlamadan yapılan mücadeleyle zulmün durdurulması mümkün değildir.
Terör uygulayan devletlerin durdurulması, onlarla mücadele yapması gerekenler, devletler olmalıdır. Madem ki mücadeleyi devletlerin yapması zaruridir o zaman devleti yönetecek siyasileri seçmek önem arz etmektedir.
Burada önümüze bir başka gereklilik çıkmaktadır. O da sivil halkın kendini yönetecekleri seçerken iç ve dış politikadaki fikrini de dikkate alması şarttır. Seçtikleri yöneticilerin kime dost kime düşman oldukları, kimlerle müttefik olacakları bilinmeli ve ona göre seçim yapılmalıdır.
Yıllardır Dinlerarası Diyalog çalışmalarında Yahudi ve Hristiyanlarla omuz omuza faaliyetler yürüten, her fırsatta onların elini güçlendiren, kilise ve havralar açanlar, yabancılara toprak satanlar, asla bunlarla mücadele edemezler. Gerekli tepki ve eylemleri yerine getiremezler. Çünkü onlar birbirilerinin dostudurlar…
Samimi halk yıllardır Filistin’de aylardır da Gazze’de uygulanan soykırıma katliama tepki için boykot çağrısı yapsa da dua etse de zulüm durmuyor. Çünkü gücü kuvveti yerinde olan devletler havanda su dövüyor. Göstermelik İsrail ve ABD düşmanlığı yapıyor ancak perde arkasında ticaret ve bürokraside anlaşmalar dostluklar yapıyor. Bu iki yüzü siyasetle Allah’ın düşmanlarıyla dostluk yaparak onlarla mücadele yapılmaz.
Kendini Müslüman kabul edenler seçim zamanı oylarını kullanırken Yahudi ve Hristiyan’ı dost edinmeyecek kimseleri seçmeleri bir zarurettir.
Yüce Allah Kur’an’ı kerimde Mâide suresi 51. ayette bizleri onlarla dost olmamamız konusunda uyarmıştır: “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır.”
İsrail ve Amerika gibi Müslüman kanını içmekten zevk alan Yahudi ve Hristiyan devletler dün de bugün de bellidir. Bu devletlerle müttefik olmak, onların arzusuna göre tavır sergilemek Müslümanlara asla fayda sağlamayacaktır. Bu sebeple diyoruz ki iki yüzlü siyasetle mücadele kazanılamaz.