Kokuşmuşluk algısı ve demokrasi tartışması

Bir yer düşünün…

Her köşesinden pis kokuların yükseldiği, can güvenliğinin kalmadığı, bahis ve uyuşturucu çetelerinin, fuhuş bataklığının, insan kaçakçılığının ve kadın cinayetlerinin kol gezdiği bir yer. Kim böyle bir yerde yaşamak ister? Büyük ihtimalle hiç kimse.

Ama sözünü ettiğim yer, benim ülkemdir. Aziz şehitlerin kanlarıyla sulanmış, bin bir cefayla kurulmuş, yedi düvele meydan okunarak kazanılmış Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. İşte insanın içini asıl acıtan da budur.

HER GÜN BİR SKANDAL

Neredeyse gün geçmiyor ki kamuoyuna yansıyan haberlerin içinde bir çete operasyonu, bir bahis skandalı ya da bir uyuşturucu faaliyeti yer almasın. İnsan ister istemez soruyor: Ne ara bu hâle geldik? Ne zaman bu kadar yozlaşma sıradanlaştı? Bu tabloyu kanıksamak, en az bu tablo kadar tehlikelidir.

23 YILIN MUHASEBESİ

Değerli dostlar, Yaklaşık 23 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarı ve adına “başkanlık sistemi” denilen bu garip yapının nasıl işlediğini anlayabilen varsa, beri gelsin. Elde edilen iktidar gücüyle adeta dünya hâkimiyeti kurulmuşçasına bir yönetim anlayışı sergileniyor. Öyle ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın akşam rüyasında gördüğünü, ertesi gün uygulamada görmek mümkün hâle geliyor.

Ortada, tüm yetkilerin tek elde toplandığı bir sistem var. Sistem, fiilen bir tek adam düzeni olarak işlemeye devam ediyor.

SUÇ KİMİN, ELEŞTİRİ KİME YASAK?

Tek adam rejimlerinde kimi suçlayacaksınız? Daha doğrusu, suçlamaya kimin haddi var? Bugün geldiğimiz noktada bırakın suçlamayı, eleştirinin dahi suç sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Oysa eleştiri, demokrasinin nefes borusudur. Nefesi kesilen bir demokrasinin yaşayabilmesi mümkün değildir.

“BURASI HUKUK DEVLETİ” SÖYLEMİ

İktidar sahiplerinin ve yandaşlarının diline pelesenk olmuş bir cümle var: “Burası hukuk ülkesidir.” Evet, bir hukuk sistemi var; ancak bunun neyin hukuku olduğunu bilen pek yok. Görünen o ki bu, evrensel hukuk ilkelerinden ziyade, iktidarın kendi kafasında şekillendirdiği bir hukuk anlayışıdır. Bu anlayışın dünyada ne kadar karşılığı olacağını ise zaman gösterecektir.

DEMOKRASİ NEDİR, NE DEĞİLDİR?

Demokrasiden söz ediliyorsa, bunun evrensel ölçüleri vardır. Bu ölçülerin bugün Türkiye’de eksiksiz şekilde var olduğunu söyleyenlerin samimiyetini sorgulamak gerekir.

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, 9. Olağan Büyük Kongre’de demokrasiyi çarpıcı biçimde şöyle özetlemiştir:

Demokrasi ne değildir?

Demokrasi, %51’in %49’a tahakküm kurduğu bir düzen değildir.

Demokrasi, muhalefet edenin hakkını yok saymak değildir.

Demokrasi, “devletin bekası” diyerek milletin zekâsıyla alay etmek değildir.

Değerli dostlar gidiş pek de hayra alamet değil ama biz yine de Allah’tan umudu kesmeyelim ve dua edelim: “Allah sonumuzu hayra döndürsün.”

Bu ülke hepimizin. Yaşanan çürümenin, yozlaşmanın ve adaletsizliğin üstünü örterek değil; konuşarak, sorgulayarak ve gerçek demokrasi talep ederek ayağa kalkabiliriz.

Önerilen Makale

Hüseyin Baş geleceğe yürüyor

Prof. Dr. Haydar Baş’ın her cümlesi, sadece bir söz değildi; içinde onlarca yılın mücadelesini, ilmini …