Kıyamet alametlerinden sayılan en tehlikeli davranış fitneye aldanmaktır. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.a.) dönemindeki sahabeler bile ahir zamanda yaşayacak ümmete fitne konusunda dua ve niyazda bunmuşlar ve ahir zamanın fitnesinden korunmak için sürekli mücadele vermişlerdir.
Bu konuda Peygamberimizin (s.a.a.) uyarıları vardır: “Zifiri karanlık bir gecenin parçalarına benzeyen fitneler zuhur etmeden önce Salih ameller işlemede acele edin! Zira o vakit insan, mü’min olarak sabahlayıp kâfir olarak akşamlayacak ya da mümin olarak akşamlayıp kâfir olarak sabahlayacak; dinini dünya metaı karşılığında satacaktır.” (Müslim, Sahih, İman, 186; Tirmizi, Sünen, Fiten, 30). Madem ahir zamanda fitnenin çok yoğun bir şekilde zuhur edeceği ve insanların aldanacağı haber verilmiştir; o zaman kimse kendini bu fitnenin şerrinden emin hissedemez. Fitne herkes için tehlikedir. Kur’ân-ı Kerîm’de fitne hakkında, meâlen buyruldu ki: “… Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür…” (Bakara suresi / Ayet: 191).
“Fitne; ayrılık, karışıklık, kargaşa; insanı hak ve hakikatten saptıracak şey. İnsanları sıkıntıya, belâya düşüren, zarara sebep olan iş. Düşmanlığa sebep olan şey.” (D. sözlük). Kur’an ve hadis-i şerifle uyarılmaya çalışıldığımız fitne ile herkesin imanı tehlike altındadır. Sabah ile akşam, akşam ile sabah arasında imanın sürekli zikzaklar çizebileceği haber verildiğine göre, son andaki durumumuzun iman üzere kalmasına bu şekilde de son nefesimizi vermeğe çalışmalı bu yolda çok yoğun bir çaba sarf etmeliyiz.
Gerçekten de imanı korumak iman etmekten daha zordur. Yaşadığımız zamanda maddi çıkarların, makam ve mevkilerin, hemen her şeyin önüne geçtiği bir zaman olduğunu anlamayan bilmeyen olmadığına göre yaşantımıza ve düşüncelerimize çok dikkat etmek zorundayız.
Fitnenin yoğunluğundan dolayı, artık insanları suretlerinden anlamak da zorlaşmıştır. Ölçüler şaşmış, kanaatler değişmiş, doğrular eğriler birbirine karışmış bir vaziyet almıştır. Bu da fitnenin yoğunluğundan olsa gerektir. Her derdin dermanı elbette vardır. Fitnenin de dermanı; Allah ve Resulünün bizlere sunduğu hayat ölçüsü olan ibadet ve itaat içerisinde bir hayat sürmeye çalışmaktır. Yani hadiste buyurulan salih amel işleyerek korunmak.
UĞUR KEPEKÇİ
12 TEMMUZ 2019