Aşk hakkında söylenen o kadar söz var ki aşıklarda söylemiş sadıklar da…
Bazen aşık maşukuna, bazen maşuk aşığına aşktan söz etmiş…
Ama bazıları da aşkı bilmez gafildir aşk rolü oynamış maşukunu aldatmaya kakışmış. Bazen de maşuk aşıkını aldatmaya kalkışmış. Bazen de kimileri tiyatroda oynanan oyun zannetmiş aşkı…
Halbuki aşk yaşanan bir haldir kabin kılığını taşır ve sahibini çabuk ele verir.
Aşk hakkında bazıları da öyle sözler söylemiş ki anlayana “Aşk” olsun”
Aşkla alakalı söylenen namelerden birini seslendirmiştim. Hüznümü aşkımı dile getirmek için…
“Sensiz kalan gönlümde bil ki hayat virane /Sen yoksun ya yanımda, bu âlemden bana ne /Bu dünyada sevmeyen ya deli ya divane /Sen yoksun ya yanımda, bu âlemden bana ne”
Haydar Baş Hocamızın yetiştirdiği ve değer verdiği benim de can dostum Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu bu namelerden sonra bana bir söz iletti ki: “Bu alemde sevmeyen ya deli divana; Seven de divane. Gel de şimdi çık işin içinden…” Çıkılmaz ki nasıl çıkalım muhterem Ömer Hocam…
Aşk zaten içinden çıkılmaz bir haldir. Kim derse ki aşkı anladım anlamadığının ispatıdır.
Bakınız ataların, sadıkların, aşıkların maşukların bile aşkı onlar için bir umman; bize göre içinden çıkılmaz bir devran…
Büyükler “dert ağlatır aşk söyletir” demişler. Ama…
Aşıkların hali burada bile farklılık arz eder: “Kiminin derdi aşktır, söyletir. Kiminin aşkı derttir ağlatır.” Kimine göre derttir aşk, kimine dermandır aşk…
Taptuk Emre aşıkların nelere kudretinin yeteceğini bakınız ne güzel beyan ediyor bir beytinde: “Aşk ile yürüyen sırtında dünyayı taşır, aşksız yürüyen beden diye bir ceset taşır.”
Onun için aşıkları küçümseyen gaflete düşer, aklı şaşar, hayret batağında kendini kaybeder.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız kadrosunu icmal mektebinde aşk ocağında yetiştirdiği için Onun aşıklarını sakın ha sakın küçümsemeyin!
Onlar, yaşantılarını fikirlerini siyasetlerini ticaretlerini ikili bütün ilişkilerini aşk çemberinde yaşadığı için onların neler başardığını ve neler başarabileceğini zaman geçtikçe daha iyi anlayacaksınız.
Haydar Hoca öyle Haydarlar yetiştirdi ki aşk ocağında, Taptuğun dediği gibi “aşk ile yürüyen dünyayı sırtında taşır” gerisi vız gelir onlara.
Hele de Nuh’un gemisi hükmünde olan Ehl-i Beyt gemisine bindik biz; “Kaptanı Haydar olan geminin yolcularına tufandan ne gam” der en fırtınalı denizlerde bile yol alırlar Onun aşıkları…
Haydar Hocamızın, gücünün aşkından olduğunu anlayamayan zavallılar hep arkasında bir şeyler aradılar. “Yahu bu adam dünyaya meydan okuyor, mutlaka arkasında bir güç var yoksa bu kadar cesur olamazdı” deyip orada kalıyorlardı.
Bir şeyler seziyorlardı ama anlayamıyorlardı. Aşktan nasibi olmayan aşkı ne bilsin…
Halbuki “Ben Allah adamıyım benim arkamda Allah var Peygamber var İmam Ali var. İmam Ali’nin eli benim elimin üstündedir.” Dedi ama anlayamadı aşksız olanlar.
Anlayamayanlara kızmıyorum; nasibi olmayana nasip satar değiliz. Biz aşk alır aşk satarız. Aşımıza ekmeğimize aşk katarız…
“Ölen hayvan imiş aşıklar ölmez” demiyor mu koca Yunus…
Uğur Kepekçi