‘Baba Devlet’ anlayışı

Bir önceki makalemizde “İşçi Bayramı üzerinden yapılan algılar” konusunu işledik. Makalemizin sonunda da çözümün Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın “Baba Devlet” anlayışının iktidar olmasıyla mümkün olacağını dile getirdik.

Devletle millet arasındaki iletişim, etkileşim ve yaşam kalitesi, gelişmiş demokrasilerde hükümetler tarafından organize edilir.

İktidar sahipleri yirmi küsur senedir ellemedikleri bir yeri kalmayan Anayasayı delmekle parçalamakla bir yere varamadıklarını anlayınca, millete yeniden bir senaryo hazırlığı başladılar.

Anayasaya uymamayı da yasallaştırmak adına bir anayasa kuralı çıkartırlarsa şaşmayın.

Hangi kanunu getirirseniz getirin hangi yasayı çıkartırsanız çıkartın. “Baba Devlet” anlayışının hakim olmadığı hiçbir düzen, halkı tarafından sahiplenilmez.

Vatandaşlar adaletsizlikten, yoksulluktan ve sahipsizlikten yanlış yollara başvuruyorsa burada sorgulanması gereken sosyal devlet anlayışıdır. Bizim tarihimizde ve kültürümüzde sosyal devletin adı “Baba Devlettir.” Ama maalesef bu yapı şu anda “Baba Devlet” görüntüsünü yansıtmamaktadır. Çünkü evlatları iş ve aş bulmakta zorlanmaktadır. Çöplerden karın doyurmaya çalışmaktadır.

“Milli Ekonomi Modeli” ve “Sosyal Devlet Milli Devlet” eserlerinin sahibi bilge insan Prof. Dr. Haydar Baş, bu gerçekleri yıllar önce görerek işsizliği, aşsızlığı ve terörü bitirecek yegâne anlayışın “Baba Devlet” anlayışı olduğuna dikkatleri çekmişti.

AB ve ABD dayatmalarıyla çıkarılan kanunlar, yapılan uygulamalar göstermiştir ki; devlet baba vasfından uzaklaştırılmış, ordusu günden güne pasifleştirilmiş ve yıpratılmış, özelleştirme adı altında kurumları, yer altı ve yerüstü zenginlikleri elden çıkarılmış, ekonomik ve siyasi olarak gücü günden güne zayıflamış bir devlet yapısının, vatandaşına güven vermesi asla mümkün görünmemektedir.

Yapısı zayıflamış bir devletin, milletine umut ve güven vermesi; ekonomisi ve ordusu zayıflamış bir devletin, düşmanlara korku vermesi beklenemez.

Devletin yapısının hantal olduğu gerekçesiyle zayıflatılması fikri, küresel güçlerin bir oyunu olmasına rağmen, siyasi derinliği olmayan devlet adamları bu oyuna geldiler ve devletin yapısını her yönden zayıflattılar. Daha açık bir ifadeyle; devleti, “Baba Devlet” olmaktan çıkardılar. Yönetimde ve sosyal hayatta görülen aksamaların temelinde de babasız kalmış bir aile gibi sahipsizlik ve dağılma süreci yaşanmaktadır.

Prof. Dr. Haydar Baş Beyin ısrarla üzerinde durduğu, “Milli Ekonomi Modeli” ve “Sosyal Devlet Milli Devlet” projeleriyle de kurallaştırdığı “Baba Devlet” vasfı, devletin ebed müddet yaşaması için olmazsa olmaz bir şarttır.

Ailesi güçlü, kurum ve kuruluşlarıyla devleti güçlü, ordusu güçlü bir devlet, ancak “Baba Devlet” yapısı ile oluşur ve bu “Baba Devlet” de sadece terörün değil, yaşanan bütün sosyal problemlerin üstesinden gelir.

Geçmişte söylenen “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” sözü, bu anlayışın ürünüdür. Bu anlayışın hâkim olduğu dönemdeki gücümüze bakın, bir de bugünkü gücümüze ve itibarımıza bakın. Ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaksınız, değerli dostlar.

Bir ömür kendini milletine adayan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın “Baba Devlet” anlayışını iktidar etmek için sürdürdüğü siyasi mücadele kaldığı yerden değil olduğu yerden devam ediyor. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadrosuyla lideri Av. Hüseyin Baş’la canla başla yürüyor. Haydi canlar seyri bırakalım bu yürüyüşe katılalım.

Önerilen Makale

İnançla alakalı itikadi münafıklık

İslam alimleri münafıklığı iki başlık altında değerlendirir. 1. İtikadi nifak (inançla alakalı) 2. Ameli nifak …