Korona bilmecesi

Bugünkü yazımızı yaşanan bir gerçekten yola çıkarak okurlarıma ve devlet ricaline bilmece bir soru ile yazımı bitireceğim.

Övünmek gibi olmasın ama toplumda bilinç seviyesi olarak pek de aşağıda olmayan orta sınıfa girecek kadar Koronadan korunma tedbirlerine riayet eden bir aileyiz.

Acil işimiz dışında da evden dışarı çıkmadık. Temizlik maske ve mesafe kurallarına uyduk. Gel zaman git zaman bizim hanımın biraz ateşi çıktı. Birazda boğaz ağrısı olunca hemen tıp fakültesine müracaat ettik. Acil serviste çekilen röntgen ve tomografiden sonra “temizsiniz, gidin evinize antibiyotik ve ateş düşürücü kullanın kafidir.”

Akşam hanımın ateşi çıkar sabahı zor ederiz sabahın köründe devlet hastanesine gidersiniz.

3 tane çadır kurulmuş millet bir o yana bir bu yana gidip geliyor herkes birbirine yol soruyor ama bilen yok. Kimi diyor ki “önce form doldurun”, kimi diyor “form doldurmaya gerek yok şu çadırın önünde sıraya girin” Bir keşmekeşlik içinde beklerken görevliler geldi.

Uzun bir çadırın iki kapısı açık her iki tarafta kuyruk, iki kuyruk arasında münakaşayla ve hiddetle çadır işgali başlar.

“Dün sıra buradan başladı ben hakkımı yedirmem”

“Ben bilemem sıra buradan başlayacak”

Bir anda çadırda mesafe kuralı ve temaslar hak getire. Kaldık kalabalığın arasında.

Bu çadır karmaşasından korona olmadan çıkmanın imkânı yok!

Öyle diyorlar dün gelenler. Bir bayan ablamızdan duyduğumuz sözler ilginç: “Maşallah bugünkü doktor merhametliymiş. Gelene gidene test kâğıdı veriyor. Halbuki dünkü doktor bizim anamızdan emdiğimizi burnumuzdan getirdi. Ateş ölçtü, sorular sordu. Kolay kolay da test kâğıdı vermedi. 50 tane test çubuğu var bugün bitti yarın gelin dediler”

Neyse biz zor zekât sürüntü verdik.

Hanım pozitif ailenin diğer fertleri negatif. İlaçlarımızı aldık evin yolunu tuttuk.  

Eve geldik sağlıktan görevliler evimizi 14 günlük karantinaya aldılar. “14 gün sonra test falan yaptırmaya gerek duymadan normal hayatınıza dönebilirsiniz” dediler.

Belediye başkanlarının adına ve sağlıktan, telefonla geçmiş olsun dilekleri ve “mesafe temizlik ve maske kuralına uymanızı istiyoruz” talimatları.

Gecenin 11’inde iki bekçi gece baskını yaparcasına evde olup olmadığımızı tespit etmek kimlik kontrolü yapmak için kapıya dayanıyor. “Sakın 14 gün evden çıkmayın, sakın eve kimseyi almayın” tembihleriyle geçiyor günlerimiz.

Şimdi deli eden sorulara gelelim ve korona bilmecesi sorumuzu sona saklayalım:

“Benim anam korona ben de olabilirim gelin benden numune alın ateşim var boğazım ağrıyor” diyen oğlumun defalarca davet telefonuna işlem yapılmadı. Neden?

Sakın evden dışarı çıkmayın diyen görevliler acaba bir şeye ihtiyaç var mı? Evin çöpünü kim atacak? Ekmeğinizi ihtiyacınızı kim alacak ne yiyip ne içeceksiniz 14 diyen yok. Neden?

Bir test daha yapmayınca bizim negatife dönüp dönmediğimiz nasıl öğrenilecek.  İkinci test yapılmayacakmış. Neden?

Korona bilmece sorumuz: Sizce bu duyarsız ve plansız çalışmayla devlet koronayı önleyebilir mi?

Sırça saraylarda oturup masa başı kurullarla bu iş çözülmez. Halkın içine girin, özendiğiniz eski padişahlar gibi tebdili kıyafet yaparak sahada görün yapılanları.

Ulusal bir mesele olan korona, kişilerin tercihine vicdanına anlayışına göre değil kanunlar çerçevesinde uygulamalarla çözülür. Ben şahsen kendi kanaatimi söyleyeyim: Bu korona işimiz de kaldı Allah’a. Sizden bir şey olacağı yok.

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

İnsanları yargılayacak olan Allah’tır

Bu makalemizde kendimizi hesaba çekmek adına bir sayfa açalım dedik. Hayatın telaşında, kargaşasında kendimizi hesaba …