Tarihi zaferlerle dolu Türk milletinin tarih sahnesindeki yerini ve konumunu koruyabilmesi için bu zaferlerin ve zafer şuurunun gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir. Özellikle 26 Ağustos ve 30 Ağustos arasında cereyan eden kahramanlık destanı en ince ayrıntısına kadar öğrenilmeli ve unutulmamalıdır.
Bahsettiğimiz zaferde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün zekâsı ve eşsiz bir kumandan olduğu her yönden anlaşılmaktadır. O her iş için ayrı ayrı taktikler uygular; neticede herkesi hayretler içerisinde bırakırdı. Ordu birlikleri arasında bir futbol maçı organize edilmesi bahanesiyle ordu komutanlarını Akşehir’e davet eder. Böylece Yunanlıların ve işgal devletlerinin haberi olmadan bu toplantı gerçekleştirilir. 28 Temmuz gecesini, komutanlarla genel taarruz hakkında konuşarak geçirir; stratejik kararlar alınır ve uygulamaya konulur.
Atatürk, daha sonra 20 Ağustos 1922’de Ankara’dan Akşehir’e giderek, 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini verir. Gizli bir şekilde yürütülen bu olayları kamuoyundan saklamak maksadıyla, 21 Ağustos’ta Çankaya köşkünde bir çay daveti verileceği çeşitli yollardan kamuoyuna duyurulur.
26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile birlikte muharebeyi idare etmek üzere Kocatepe’deki yerini alır ve Büyük Taarruz burada başlar.
26 Ağustos günü Türk Ordusunun Büyük Taarruz’u, Genelkurmay Başkanlığı’nca TBMM’ne bildirilir. Bu haberle birlikte Meclis, coşkulu ve heyecanlı gösterilere sahne olur.
27 Ağustos Pazar sabahı gün ağarırken, Türk Ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçer. Bu taarruzlar çoğunlukla süngü hücumlarıyla, insanüstü gayretler ve fedakârlıklarla gerçekleştirilir.
28 Ağustos Pazartesi ve 29 Ağustos Salı günleri, başarılı geçen taarruz harekâtı ile düşmanın 5. Tümeninin çevrilmesi ile sonuçlanır. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçerek muharebenin süratle sonuçlandırılmasını gerekli bulurlar. Düşmanın çekilme yollarının kesilmesi ve düşmanı çarpışmaya zorlayarak, tamamen teslim olmalarını sağlama yolunda karar alırlar.
30 Ağustos 1922 Çarşamba günü taarruz harekâtı Türk Ordusunun kesin zaferi ile sonuçlanır. Büyük Taarruzun son safhası tarihimize “Başkomutan Meydan Muharebesi” olarak geçmiştir.
30 Ağustos 1922 “Başkomutan Meydan Muharebesi” sonunda, düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak, Dumlupınar’da Mustafa Kemal Paşa’nın ateş hatları arasında bizzat idare ettiği savaşta tamamen yok edilmiş veya esir edilmiştir.
Türk milletinin elde ettiği bu zafer, beş gün gibi kısa bir zamana sığdırılmıştır. Böyle bir zafer başka hiçbir millete nasip olmamıştır. Geçmişi şanlı zaferlerle dolu olan bu milletin eski kudret ve şecaatine ulaşması, insanlığın mutluluğu için şarttır.
Bu zaferler ve bu zaferlerde emeği geçenler; şehit olanlar, gazi olanlar, özellikle de Gazi Mustafa Kemal Atatürk unutulmamalıdır. Kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.