Toplumda merkez insan; insanda merkez kalptir. Toplumu düzeltmenin yolu insanı düzeltmekten, insanı düzeltmenin yolu ise kalbi düzeltmekten geçtiğine göre kalp üzerinde ciddiyetle durmak gerekmektedir.
Hadisi kutside haber verilen “Yere göğe sığmam mümin kulumun kalbine sığarım” buyruğundan anlaşıldığı üzere; Kalp Allah’ın tecelli ettiği mekân olduğuna göre; kalbin korunması, temizlenmesi, güçlenmesi için gıdaya ihtiyacı vardır.
Bu sebeple iman sahibi her insanın bu gıdaya ihtiyacı vardır ve kalbin gıdası da tedavisi de uyanıklığı da ancak Zikrullahla mümkündür.
Benim de gıdalandığım günlük zikrullah dersimi sizlerle paylaşarak Yunus Emre’nin dediği gibi “Gelin Allah diyelim, kalpten pası silelim”
Günde birer tespih şunları okumakla bir yandan günahlarınıza tövbe edersiniz bir yandan Allah’ın rızasını kazanırsınız, bir yandan da Allah’ın muhabbetin istifade edebilirsiniz:
“Estağfirullah- Elhamdülillah” / “Allahummme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” / “Lailaheillallah” / “Allah” / “İhlas suresi” (Kulhüvallahuehad Allahussamed lemyelid velemyuled velem yeküllahu küfüven ehad).
Eğer her gün bu tavsiyelere uyarsanız, kalbinizin gıdalandığını hissedeceksiniz. Bunların faziletlerini de izah etmeye çalışalım:
TEVBE ETMEK: İşlediği günahlarla lekelenmiş olan kalp fonksiyonunu icra edemez bir hal alır. Önce bu kalbin günah kirlerinden arınması lazımdır. (Estağfirullah-Elhamdülillah, diyerek) “Bir kimse kalbi ve kalıbı ile istiğfara devam ederse Cenab-ı Hakk o kimsenin gamlarını feraha; sıkıntılarını genişliğe tebdil ederek hiç ummadığı bir taraftan onu rızıklandırır” (ibn Mace, Zühd,30). Peygamberimiz bir hadislerinde “Cenab-ı Hakk’a tövbe ediniz. Muhakkak ki ben günde yüz defa Cenab-ı Allah’a tövbe ederim”. Buyurmaktadır. (Ebu Davud,vitr,26).
SALÂVAT OKUMAK: Peygamberimize (Sallallahu aleyhi ve âlihi). Salâtı selam getirmekle kalplerimizi süslemeliyiz. Böylece Yüce Allah’ın emrini de yerine getirmiş oluruz. Allah-ü Teâlâ buyurmaktadır ki; “Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler, O’ nu överler. Ey iman edenler! Siz de O’nu övün ve O’na salât ve selam edin, O’ na gönülden teslim olun.” (Ahzab/56).
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve âlihi) de şöyle buyurmuştur; “Kıyamet gününde bana halkın en yakın olanları ve şefaatime hak kazananları, bana en çok salâvat getirenleridir.”(Tirmizi, Vitir,21).
TEVHİD ETMEK: Kalp âlemimizdeki kargaşayı ortadan kaldırıp, Allah’ın tecellisine hazır hale getirebilmek için “Lailaheillallah” diyerek; O’ndan başka her şeyi reddetmemiz sonra da O’nu tasdik etmemiz lazımdır. “Haberiniz olsun ki, Kalpler ancak Allah’ı zikirle tatmin olur”(Ra’d/41). “Beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim.” (Bakara/152). “Zikrin efdali ve üstünü Lailaheillallah, duanın efdal ve üstünü Elhamdülillah’tır.”(Riyazu’s salihin/ 1434. Hadis).
ALLAH’I ANMAK: “Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Ra’d /28). Allah ismi, kulun kalbine ilahi Esma ve sıfatların en güzel tecellilerini celbeden büyük bir isim, yüce bir virttir. Allah demek, Allah ile olmak ibadetlerin, lütufların en şereflisidir. Gerçek akıl sahibi de bu şerefe ermek için çabalayandır. (Prof. Dr. Haydar Baş / İslam’da zikir).
KUR’AN OKUMAK: Kur’an okuyarak ruhumuzdaki karanlık noktaları vahyin ışığı ile aydınlatmalıyız. “İhlas suresini okumak, Kur’an-ı kerimin üçte birini okumaya denktir.” (Müslim). “İhlas okuyana Cennet vacip olur.” (Nesai).
Ayet ve Hadisi şeriflerle faydalarını anlatmaya çalıştığımız zikir, salâvat ve duaları her gün yapmaya gayret ederek, ruhumuzu gıdalandıralım. İbadetlerin az da olsa sürekli olanının makbul olacağını da unutmayalım.
Uğur Kepekçi
10 Ocak 2021