Dava adamları, hayatlarını davaları için yaşarlar. Aldıkları nefesten, yaptıkları bütün işlerden maksatları, Allah’ın rızasıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, bahsettiğimiz bütün bu özellikleri hayatına tatbik eden, yaşadığımız çağın bilgesiydi.
Çağının bütün problemlerine çağdaş çözümler sunan, geçmiş ile gelecek arasında köprü vazifesi gören, eşine rastlanması çok zor bir insandı.
Onunla aynı çağda yaşamak, Onu tanımak, Onunla birlikte yol yürümek, Onunla aynı düşünceleri paylaşmak, Ona dost olmak, Onun muhatabı olmak; şeref olarak insana yeter kanaatindeyim.
O üzerine düşen bütün görevleri bi hakkın yerine getirerek, Allah’a olan can borcunu verdi ve daha sonra dava arkadaşlarına miras olarak görüşlerini bıraktı.
Geride kalan dava arkadaşlarının, mesuliyeti bu açıdan çok ağırdır. Çünkü Onun imanı yüce ve taşıdığı yük ağırdı.
İnancımız o ki omuzlarımız küçük ama Onun bize duası ve nazarı sayesinde bu yüklerin altından kalkabilecek kadrolar yetiştirdiğine de inanıyorum.
Onun bizlere bıraktığı miras, çok kutsal ve bereketli bir mirastır. O toprağa tohum attı, yeşertti, besledi; tohum filiz oldu, ağaç oldu, meyve verdi. Şimdi meyve toplama zamanıdır.
Eğer meyveleri toplamada ihmalkâr davranırsak, yere düşen meyve ziyan olur. Meyvenin ziyanı demek; toprağa, tohuma, tohumu ekene, ağaca, ağacı yeşertene, meyveye ihanet olur. Ziyan olan meyvelerin hesabını vermek de çetin olur.
Değerli dostlarım, yeni kongreler dönemini yaşıyoruz. BTP il, ilçe teşkilatlarının kongrelerinde çok sevindirici manzaralarla karşılaşıyoruz. Daha önce hiç görmediğimiz, beraber olmadığımız, değerli insanlar bizlerle tanışmak için o gece uyku uyumayan, salonun kapısında bizleri bekleyen; saf, tertemiz insanlarla karşılaşıyoruz.
Merhum hocamızın söylediği “Denizler balığa durdu. Ağaçlar meyveye durdu. Sizi bekliyorlar, gidin onlarla buluşun” dediği manzaralara şahit oluyoruz. Bunlar kendi gelenler. Bir de bizi bekleyenler var ki, onlara erişilmesi, sizin-bizim ortaya koyacağımız gayretle olacaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın mirası ağır bir yüktür. Kaldırana hafifleyen, kaldırmayanın altında ezileceği cinsten bir yüktür.
Yarın merhum hocamızın yakamıza yapışıp da “mirasıma ne yaptınız?” diye sorduğunda, mahcup olmamak için bugün azami gayret ortaya koyma zamanıdır.
Eğer Allah bir işe “ol” dediyse o iş mutlaka olacaktır. Oluşta pay sahibi olmak da büyük bir şereftir. Allah adamlarının başlattığı bir dava yarım kalmaz, eninde sonunda tamam olur…
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bıraktığı fikir mirasının büyük bir bölümünün ihyası, Av. Hüseyin Baş’ın omuzlarında, Bağımsız Türkiye Partisi çatısı altında devam etmektedir.
Hocamızın en büyük mirası olan “Milli Ekonomi Modeli” ve “Sosyal Devlet Milli Devlet” projelerini Ehl-i Beyt nefesiyle iktidar etmek için Av. Hüseyin Baş’la birlikte olarak gece gündüz demeden çalışmakla; mesuliyetin yükünü hafifletmiş oluruz. Aksi halde mahşerde hesabını vermekte zorlanacağımız şeylere muhatap oluruz.