Halk arasında bir tabir vardır: “Bir dokun bin ah işit”
Toplumun hangi kesimine dokunsanız bin ahlar işitiyorsunuz. Gerçi kimseye dokunmaya gerek yok; siz kendinize dokunsanız binlerce ah sizden de çıkar. Ancak işin en acı tarafı ağlayan çok, uyanan yok denecek kadar az.
Manzaranın ciddiyetini yazmaya bile gerek yok ama sadece akıl sahipleri tefekkür eder belki diye birkaç satır yazalım dedik.
Günlerce siftah edemeden dükkân kapatan esnaf, işletmesinin kapanma tehlikesini yaşıyor. İşletmesini ayakta tutmaya çalışanlar SGK primlerini ödeyemiyor.
Gerek işyeri kiraları, gerek personel giderini sermayeden eksiltmek yoluyla kapatmaya çalışıyor.
Büyük sanayiciler binlerce işçisini işten çıkararak inanılmaz derecede büyük borçlarla iflaslar yaşıyor. İşine devam edenler de vatandaşın tüketim kabiliyetini yitirdiğinden dolayı eksik kapasiteyle çalışarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Vatandaşı kredi oyunlarıyla ev, araba, vs. şeylere sahip olmak adına faiz ve borç sarmalına kaptıranlar; toplumun çöküşünü sadece seyretmekle kalıyor.
Emekli, dul ve yetimler, asgari ücretle hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Toplumun en ağır yükünü çeken tarım kesiminin hali de perişan. Tarım ve hayvancılık, gece gündüz uğraş isteyen işlerdir. Uzun senelerdir özellikle de tarım kesimi üzerinde oyun oynayan küresel güçler, amaçlarına ulaştılar.
Olması gereken tarım nüfusunu çeşitli oyunlarla, uyguladıkları kota ve malına gereken değeri vermeyerek ekmemeğe ve göç etmeye mecbur bıraktılar. En kolay ürettiğimiz temel gıda maddelerini bile ithal etmek zorunda bırakılan tarım kesimi kan ağlıyor.
Yabancı göç dalgasıyla toplumun yapısı, alışkanlıkları, beslenme şekli, dil yapısı, kültür yapısı değişti. Ne yediğimiz, ne giydiğimiz belli olmamaya başladı. Sokaklar tanımadığımız ve niyeti belli olmayan insanlarla doldu. Kimin eli kimin cebinde bellisiz…
Rant ve haramla geçimini devam ettirenlerden, adaletsiz davrananlardan başka hayatından memnun olan kimseler, gittikçe azalıyor. İsraf ve haram toplumu olma yolunda hızla ilerliyoruz. Halimizden şikâyetçiyiz; toplum ağlıyor ama uyanmıyor. Korkarım yokluk ve ölüm, bizi uykuda yakalayacak.
Hâlbuki çözüm çok uzakta değil. Prof. Dr. Haydar Baş milletimize adeta dünyada cennet hayatını yaşatacak, her türlü sorunlarına çözümler sunacak donanımda bir liderdir ve aramızdadır. Yapacağınız şey sadece uyanmak…
30.ocak.2016